Schopenhauer, Arthur

Kötümserciliğin, hiççiliğin ve çileciliğin temsilcisi Alman filozof (1788-1860).

Yaşamı. 1809 yılında başladığı tıp eğitimini yarım bırakarak felsefeye yöneldi. Fichte, Schleiermacher ve Schulze’nin derslerine katıldı. 1813 yılında yazdığı Über die vierfache Wurzel des Satzes vom zureichenden Grunde (Yeter Sebep İlkesinin Dört Kökü Üzerine) isimli metniyle felsefe doktorasını aldı. Hegel’in çalıştığı Berlin Üniversitesinde kadrosuz ders vermeye başladı. Kökleri Kant’ta olan ancak aynı köklerden büyüyen mutlak idealizme ve akılcılığa bütünüyle karşı bir felsefi tutum benimsedi. Metinlerinde sık sık görüşlerinin Hinduizm ve Budizm’e olan benzerliğini vurguladı. Schopenhauer’ın isteme kavramının en güçlü etkileri Nietzsche ve Freud’da ortaya çıktı. Bununla birlikte içinde Wittgenstein’ın ve James’in de olduğu farklı görüşlere sahip birçok düşünürde iz bıraktı. En önemli eseri Die Welt als Wille und Vorstellung’dur (İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya).     

Felsefesi. Schopenhauer’ın metafiziğinin temel iki kategorisi tasavvur (Vorstellung) ve istemedir (Wille). Bilincin her tür nesnesi tasavvurdur. Dünya ancak bir özneye belirdiği haliyle tasavvurdur ve ancak bu haliyle bilinir. Schopenhauer’a göre hiçbir tasavvur yoktur ki öyle olup da başka türlü olmamasının bir sebebi olmasın. O, bu ilkenin tasavvurlara dair a priori idrak edildiğini ve onların olanaklılığının koşulu olduğunu savunur. Diğer filozoflarca genelde yeter sebep ilkesi olarak ifade edilen bu ilkenin aslında, kaynağı farklı idrak yetilerinde olan, dört ayrı formu vardır. Dolayısıyla dört ayrı tasavvur türü dört ayrı zorunluluk bağıntısı içinde belirir. İlk tasavvur sınıfı saf görüler olarak uzam, zaman ve onların parçalarından oluşur. Örneğin zamanın anları saf matematiksel zorunluluk gereği art ardadır. İkinci tür tasavvurlar uzam-zamanı dolduran empirik gerçekliği oluşturur. Empirik dünyada ortaya çıkan her değişimin bir nedeninin olması zorunludur. Sadece nedensel bir ilişki içinde kavranabilen tasavvur empirik gerçeklik kazanır. Üçüncü tür tasavvurlar, kavramlar ve yargılardır. Bir yargının ya da kavramsal ilişkinin doğruluğunun bir zemini olmalıdır ve bu mantıksal bir zorunluluktur. Son tasavvur sınıfı ise davranışlar ya da edimlerdir. Belirli bir güdülenme zorunlu olarak belirli bir edime sebep olur. Yeter sebep ilkesi bilimlerin de zeminidir, tasavvurlara dair bilgi içerir fakat tasavvur olmayan boyutuyla, dünyanın “içsel özüne” (das innere Wesen), onun kendinde şeyliğine dair hiçbir şey bildiremez.    

Kendinde şey (Ding an sich) olarak dünya, istemedir. İsteme mutlak bir özneyi, bilinci ya da özgür seçimi ima etmez. Amaçsız, nedensiz, bilinçsiz bir atılım; bir itki ya da baskıdır (Drang). Dünyanın isteme olduğunu kişi kendi bedeninin deneyiminden yola çıkarak fark eder. Beden deneyimi ikilik barındırır. Beden hem empirik dünyada diğer nesnelerin arasında bir nesne (tasavvur) olarak bilinir hem de eş zamanlı içsel bir yolla isteme olarak tanınır. Deneyimde beden ve isteme özdeştir. Bu özdeşlik tüm maddeye genişletildiğinde doğanın kendisinin isteme olduğu idrak edilir. Ancak doğada isteme farklı açıklık ve tamlık derecelerinde tezahür eder. İsteme cansız doğada kör bir itme ve çekme kuvveti, bitkilerde uyaranlara verilen tepki, hayvanlarda güdülenme olarak kendini gösterir. İnsanlarda isteme edimlerdedir. Dolayısıyla taş, bitki, hayvan ve insan, isteme olma bakımından özdeştir. Akıl ve kavramlar sadece istemeye hizmet etmek için vardır. Schopenhauer, istemenin her sabit nesnelleşme basamağına “idea” der. İdealar tekil şeylerde ifade edilen “modeller”, “şeylerin ebedi kalıpları”, türleridir. Schopenhauer, “görünüş” ve “kendine şey” ayrımını Kant’tan, idea kavramını ise Platon’dan miras aldığını söyler.           

İsteme doyurulmanın imkansızlığını içinde taşır. Doyurulabilmesi mutlak hiçlik anlamına gelir. Bu yüzden isteme bitimsiz bir kendini olumlama ve kendini devam ettirme çabasıdır. İstemenin istediği şey kendinden başka bir şey olmadığı için Schopenhauer onu “yaşama isteği” (Wille zum Leben) olarak adlandırır. Her tekil şey özünde kendini ötekinin pahasına devam ettirmeye çalışır. Dünya ıstırap dolu devasa bir mücadele ve savaş alanıdır. Bu anlamda Schopenhauer’da acı, varlığa içkindir. Yaşamak acı çekmektir. Acıdan kurtuluş için öne sürdüğü yollardan ilki istisnai, birdenbire ve kısa süreli yaşanan estetik karşılaşmalardır. Farklı sanat türleri farklı ideaları iletir ve böylelikle sanatlar da idealara göre hiyerarşik sıralanırlar. Örneğin ilk basamaktaki mimari, taştaki ağırlık ve katılık arasındaki mücadeleyi, en yukarıdaki tragedya ise insanlık ideasını, yani insanın özündeki acı ve mücadeleyi açığa çıkarır. Müzik diğer türlerden ayrılır çünkü o belirli bir ideanın değil istemenin ta kendisinin dolaysız somutlaşmasıdır.

Estetik deneyim, kişiyi “saf idrak öznesi” konumuna çıkarır ve tasavvurları değil ideaları sezdirir. Böylece birey bitimsiz arzu döngüsünden, geçici de olsa, kurtulur. Acıdan kurtulmanın diğer yolu herkesin aynı özü paylaştığına dair sezgisel idraktir. Bu idrak beraberinde, egoizmi aşan duygudaşlığı getirir. Kişi özdeşliğin sezgisiyle başkasının acısını kendi acısı olarak hissettiğinde, onun acısını azaltmak için ahlaki bir çaba içine girer. Fakat Schopenhauer’a göre varlığın acısı bireysel çabayla iyileşemeyecek kadar çoktur. Bu yüzden üçüncü ve son çare tekil acıları dindirmek yerine yaşam isteğini bütünüyle reddetmektir. Çilecilik, yaşama dair her şeyin olumsuzlanması, tüm istek ve arzuların terk edilmesidir. Böylece isteme nesnelleştiği en üst varlıkta, insanda, kendi kendini yadsır. İnsan da ancak istemenin baskısını tersine döndürebildiği ölçüde özgür olur.

BAŞLICA ESERLERİ

Über die vierfache Wurzel des Satzes vom zureichenden Grunde (Yeter Sebep İlkesinin Dört Kökü Üzerine), 1813.

Die Welt als Wille und Vorstellung (İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya), 1819, 1844, 1859.

Über die Freiheit des menschlichen Willens (İnsanın İstemesinin Özgürlüğü Üzerine), 1839.

Über die Grundlage der Moral (Ahlakın Temeli Üzerine), 1840.

Parerga und Paralipomena, 1851.

OKUMA LİSTESİ

Hammermeister, Kai. The German Aesthetic Tradition. Cambridge: Cambridge University Press, 2002.

Janaway, Christopher, (Ed.). The Cambridge Companion to Schopenhauer. Cambridge: Cambridge University Press, 1999.

Jordan, Neil. Schopenhauer’s Ethics of Patience: Virtue, Salvation and Value. Lewiston, New York: Edwin Mellen Press, 2010.

Nietzsche, Friedrich [1874]. Schopenhauer als Erzieher. Berlin: Hofenberg, 2017.

Simmel, Georg. Schopenhauer und Nietzsche: ein Vortragszyklus. Leipzig: Duncker, 1907.

KAYNAKÇA

Cartwright, David E. Historical Dictionary of Schopenhauer's Philosophy. Lanham, Maryland: Scarecrow Press, 2005.

Janaway, Christopher. Schopenhauer. Oxford: Oxford University Press, 1994.

Schopenhauer, Arthur. Die Welt als Wille und Vorstellung I/II. Zürich: Diogenes Verlag, 1977.

Wicks, Robert. “Arthur Schopenhauer”. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Spring, 2019 Edition). Editör, Edward N. Zalta.

https://plato.stanford.edu/archives/spr2019/entries/schopenhauer/. Çevirimiçi 21 Ağustos 2021.

Young, Julian. Schopenhauer. London and New York: Routledge, 2005

Yazar : Nil AVCI (Ondokuz Mayıs Üniversitesi)