mekan

[Tr. Alt. uzay ] [Alm. Raum] [Fr. espace] [İng. Space] [Yun. khora] [Ar. mekân]

1.(Genel olarak) Mekân genellikle yer, dünya, çevre, uzay, uzam, konum gibi kavramları da içine alan yahut bunlara karşılık olarak kullanılan bir kavramdır. Her ne kadar yer ve mekânı ayıran filozof ve bilim adamları olsa da yine de bazen aynı anlamda kullananlar da vardır. Fakat kullanım yerine ve bağlamına göre mekân ilişkili olduğu diğer kavramlardan ayrılmaktadır. Mekân varlıkla yakından ilişkili olması ile felsefede mühim bir noktada durmaktadır.

Mekân varlığın ortaya çıktığı yer, varlığın imkânlarını belirlemesi, hareket ve zaman ile ilişkili olması gibi birçok farklı noktada felsefede tartışma konusu olmuştur. Mekânın türlerine bakıldığında genel anlamda üç farklı mekân türünden bahsedilebilir. Bunlar: Fiziki mekân, zihinsel mekân ve felsefi mekân. Bu mekân türleri konum ilişkileri açısından ortaklık taşısa da farklılıklar da barındırmaktadır.  Burada asıl olarak felsefi mekân türü üzerinde durulacaktır. Aşağıda bu bağlamda farklı filozoflardan mekân kullanımları da örnek gösterilerek açıklanmaya çalışılacaktır.

2. (Hesiodos’ta) Eskiçağ felsefesinde Hesiodos’ta khaos ilk mekân anlamında karşımıza çıkarken burada uçurum gibi açıldığını ve boşluk manasında kullanıldığı görülmektedir. Khaos varlığın oluşumunda her şeyden önce gelmesiyle öncelikli bir duruma sahiptir.

3.(Platon’da) Platon, Timaios eserinde varlığın meydana gelmesinde önemli bir ilke olarak mekândan bahsetmektedir. Burada mekân genesis’in ortaya çıktığı yer olarak kabul edilmektedir. Varlığın oluşumunda bahsedilen üç temel ilkeden ikisi idealar ve buna bağlı olarak olan (oluşum) ve üçüncü olarak da doğan her şeyi içine alan hatta besleyen mekân. Burada mekân, olan ve örnek ile beraber temel ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Mekân burada kap gibi işlev görerek her şeyi içine alan bir anlamda kullanılmaktadır.

4.(Aristoteles’te) Aristoteles sistematik yaklaşımını mekân konusunda da göstererek hem kendisinden önce mekân konusunun felsefede nasıl ele alındığını ortaya koyar hem de kendi yaklaşımını dile getirir. Buna göre mekânı birkaç türde inceler. Öncelikle Aristotetes’te mekânın Eski Yunanca hem topos hem de khora olarak kullanıldığı görülmektedir. Burada topos daha çok fiziki yer anlamında kullanılırken khora daha metafizik bir anlamda kullanılmaktadır.

Aristoteles ayrıca ortak yer (topos koinos) ile özel yer (idios topos) ayrımlarını da yapmaktadır. Buna göre ortak yer bütün nesnelerin içinde bulunduğu ortak yer anlamında kullanılırken, özel yer ise nesnenin bulunduğu yer anlamına gelmektedir. Burada yerin ne olacağına dair olasılıkları değerlendiren filozof, onun bir ara nesne olmadığını ancak saran cismin sarılan cisimle bitiştiği bir sınır olduğunu düşünmektedir. Demek ki yer burada cismi kuşatanın iç yüzeyi olarak anlaşılır.

“Yer kap gibi cismi kuşattığına göre burada nasıl anlaşılmalıdır? “Nasıl, kap taşınabilen yer ise, aynı şekilde yer de taşınamayan bir kap. Irmaktaki tekne gibi devinen bir nesnenin içinde olan bir şey devindiğinde ve değiştiğinde o şey kendini saran nesneyi bir ‘yerden’ çok, bir kap olarak kullanır. Oysa yerin devinimsiz olması gerekiyor, bunun için daha çok ırmağın tümü ‘yer’, çünkü bütün olarak ırmak devinimsiz. Dolayısıyla saran nesnenin doğrudan/ilk devinimsiz sınırı, işte yer bu.” (Aristoteles, 2005, 212a)

Bunlarla beraber Aristoteles’te mekân, yine varlığın kategorilerden biri olarak sürekli bir nicelik anlamında da kabul edilmektedir.

5.(Descartes’ta) René Descartes mekân konusunda yer ve mekânı ayırıp yerin (lieu) daha çok durumla ilgili olduğunu, mekânın (espace) ise büyüklük ve şekille ilgili olduğunu iletmektedir. Filozof öne sürdüğü ikili töz anlayışına bağlı olarak mekân görüşünü de oluşturmuştur. Res cogitans ile res extensa’yı ayıran filozof bu iki temel tözün farklı yapıda olduğunu söyleyerek düalist varlık görüşünü de ileri sürmüştür. Res cogitans yani ruhun temel özelliği düşünmek iken res extensa’nın yani cismin temel özelliği ise yer kaplamaktır.

6.(Kant’ta) Kant felsefesinde yine mekân varlığın temel kategorilerinden biri olarak görülmektedir. Mekân dolayısıyla varlık ve varolanlarla ilişkili olarak farklı anlamlar kazanmıştır. Felsefede daha çok ya varlığın ortaya çıkış yeri, ya varolanların yeri, yahut varlığı bilmemize olanak tanıyan kategorilerden biri olarak düşünülmektedir.

7.(Newton’da) Newton’un bilim anlayışına bakıldığında ise mekânın iki farklı şekilde algılandığı, mutlak mekân ve göreli mekân olarak ayrıldığı görülmektedir. Mutlak mekân hep aynı kalırken, göreli mekân ise mutlak mekânın ölçüsü olarak konumlanmaktadır.

KAYNAKÇA

Kılıç Elife. “Mekânın Metafizik Açıdan Açımlanması”, Metafizik Kavram ve Problemleriyle Varlık Felsefesi içinde, 19-33. Editör A. Kadir Çüçen, Bursa: Sentez Yayıncılık, 2018.

Aristoteles. Fizik, Çev. Saffet Babür, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2005.

Platon. Timaios, Çev. Erol Güney, Lütfi Ay, İstanbul: Sosyal Yayınlar, 2001.

Okuma Önerileri

Jammer, Max. Concepts of Space, Cambridge-Massachusetts: Harward Universtiy Press, 1954. 

Koç,  Yalçın. Determinizm ve Mekân, İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 1984.

Koç,  Yalçın. “Mekan ve Nesne”. İstanbul Üniversitesi Felsefe Arkivi Dergisi, sayı 29 (1994): 13-20.

Derrida, Jacques. Khora, çev. Didem Eryar, İstanbul, Kabalcı Yayınevi, 2008.

Yazar : Elife KILIÇ (Kırklareli Üniversitesi)