Apel, Karl-Otto
20. yüzyılın son çeyreğinde gelişen söylem etiğinin en önemli temsilcilerinden biri olan çağdaş Alman düşünürü. Felsefesinin temelinde Kantın transendental ve eleştirel felsefesi bulunan Apel'in temel amacı, Kant'ın felsefesinin değişen 20. yüzyıl koşullarına uygun olan yeni bir versiyonunu ortaya koymak olmuştur. Ona göre, Kant hiç kuşku yok ki evrensel ve zarurî koşullarını belirlemeye çalışmıştı, ama bilimin onun zamanından beri hızla ilerlemesi anlama yetisinin kategorileriyle duyusal sezgi formlarını evrensel ve zarurî koşullar olarak görmeyi imkânsız hâle getirmiştir. Bugün için yapılması gereken farklı, hatta çelişik iddialarla ortaya çıktıkları zaman, insanların gerçek bir mutabakata erişmelerine olanak verecek zorunlu ve evrensel koşullan belirlemektir. Apel söz konusu yaklaşım değişikliğine transendental pragmatik adını vermiştir. Çünkü, onun bu yeni yaklaşımı, evrensel ve zorunlu önkabullere dair bir araştırma olduğu için transendental, araştırmanın konulan olumlama, kanıtlama, çürütme, v. b. g., edimler, konuşma edimleri olduğu için pragmatiktir.
Apel'e göre, insanlar bir konuda birtakım doğru sonuçlara ulaşmak amacıyla birbirleriyle tartışma, ortak bir araştırma içine girdikleri zaman, sırasıyla 1-söylenenin anlamlı olduğu; 2-söylenenin doğru olduğu, 3-söyleyenin dürüst ve içtenlikli olduğu ve 4-söylenenin normatif bakımdan uygun ve doğru bir çerçeve içinde iletildiği iddiasında bulunulur. Bu dört iddiadan İkincisi, Apele göre, mutabakata mümkün tüm rasyonel varlıkları içeren ideal koşullarda ve uzun erimde ulaşılacağını, yani hakikatin uzun vadede elde edilecek evrensel bir mutabakat olduğunu bildirir, dördüncüsü̈ ise biz insanların başkalarıyla konuşmaya başladığımız zaman, bir katılımcılar cemaatinin varoluşunu varsaydığımızı ortaya koyar.
Apelin söz konusu dört önkabulü, onları reddetmek kişinin kendi kendisiyle çelişmesi anlamına geldiği için, vazgeçilmez ve zorunlu önkabullerdir. Söz konusu zorunlu önkabullerden meydana gelen böyle bir kuram Apel'e, bir yandan yirminci yüzyılda gözlemlenen göreci eğilimlere karşı koyma, bir yandan da Kant'a özgü̈ deontolojik unsurları ağır basan bir söylem etiği yolunda iz sürme olanağı vermiştir.
Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....