aporia

[Tr. Alt. çıkmaz ] [Yun. ἀπορία, aporia ] [Alm. Aporie ] [Fr. aporie ] [İng. aporia ] [Es. T. gayr-i kabil-i hal mesele ]

1-(Genel olarak) Antik Yunan felsefesinde kavramın veya söz konusu nesnenin kendisinden veya çelişkiden dolayı ortaya çıkan ve içinden çıkılması güç problem anlamına gelen kavram. Bununla birlikte, düşünce faaliyetinde ortaya çıkan ve aşılamaz çelişki olarak nitelendirilen çıkmaz olarak da görülür. Belli bir kavram, bağımsız olarak ele alındığı zaman sorun veya çıkmaza sebebiyet vermese ve hatta anlamlı olsa dahi, başka kavramlarla yan yana gelmesi sonucunda ortaya çıkan karmaşa durumu da yine bu isim ile anılır. Yunanca’da karmaşa veya karışıklık durumu anlamlarına gelir.

2-(Erken Platon diyaloglarında) Sokratik metodun bir yolu olarak işaret edilen ve aynı zamanda herhangi bir çözüm önerilmeden problem üzerinden tartışma sürdürmeyi ifade etmek için kullanılan kavram.

3-(Aristoteles’te) Diyalektik’te aporialar ve onların çözümü için harcanan çabaya felsefi yöntemin en önemli kaynağı olarak işaret edilir. Aristoteles, felsefenin merak duygusuyla doğduğunu ifade ederken söz konusu bu duyguya eşlik eden şey olarak aporia, meraka sebep olan güçlük veya merak duygusunun ortaya çıkmasına sebep olan çatışkı durumu olarak ifade edilir (Met. 982b). Aristoteles aporia’nın iki ayrı açıdan tanımlanabileceğini vurgular. Birincisi, aporia zihinsel bir bulanıklık, karmaşa ya da çıkmaz; ikinci olarak, bu karmaşanın sonucunda işaret edilen spesifik bir problem ya da çıkmazdır (Topik. 145b).

Aristoteles'in Metafizik'inde aporia. Aristoteles bu süreci Metafizik yapıtında bilgisiz veya merak içinde olmayan insanı zincire vurulmuş insan olarak tanımlayarak ifade eder. Merak içinde olan insan zincirlerinden kurtulmuştur ve merak duygusunun temelinde bu duyguya eşlik eden aporialar, çıkmaz veya güçlükler mevcuttur. Bu bakımdan Aristoteles felsefi bir soruşturmaya girişmeden önce sorunların veya çıkmazların her yönüyle incelenmesi gerektiğini, sorunu çözmek için hangi yöne gidilmesi gerektiğinin öneminden söz eder (Met 995a32). Sözü edilen süreç Aristoteles tarafından merak duygusuna eşlik eden aporia’ların belli bir hal alması veya çıkar bir yola (diaporia) ulaşması haline evrilerek devam eder. Böylelikle doğası gereği bilmek isteyen insanın merak duygusu ve bu duyguya eşlik eden aporia’lar ile başlattığı bu süreç diyalektiğin formunu almış olur. Çözüm ne olursa olsun felsefenin temeli olan problem ve problemi ortaya koyma işi oldukça çetrefilli bir iş olarak değerlendirilir (Met 996a).

Aristoteles, Metafizik yapıtının B kitabında, bütün bir yapıt boyunca ele alacağı sorunları analiz eder ve yanıtlar bulmamız gerekecek sorunların ana hatlarını çizerek her birini tek bir bölüm içinde inceler. Belirli bir çıkmaz veya problem anlamında bir aporia, bir soru formatında ele alınır ancak önemli bir nokta belirtmek gerekir ki her soru bir aporia değildir. Başka bir deyişle Aristoteles metafizik sorgulamadaki soruların aporia olarak nitelendirilmeyeceğini, aporia’ların ikilem halinde sorulan sorular olması gerektiği üzerinde durur. Örneğin kaç tane töz vardır sorusu bir aporia olarak değerlendirilmez. Aristoteles araştırmasının konusu olacak tözün veya ilkelerin tek mi yoksa birden fazla mı olduğunu sorarak sorunu bir çıkmaz olarak görür ve her iki ihtimal üzerinden bir çözüm arayışına girer. Örneğin metafizik bir soru olarak bu odada kaç sandalye var sorusunu düşünelim. Bu soru aporia formunda değildir. Soru bir açmaza, diaporia’ya bizleri sevketmek durumundadır. Bu sorunun aporia olabilmesi için, soruya verilecek olan cevabın rasyonel olarak bizi görünüşte zıt ve çelişkili yönlere çekmesi gerektiğini öne sürer. O halde bu, iki yönü olan bir soru olmalıdır: Şu ya da bu olup olmadığı sorusu ya da bir tane sandalye mi yoksa birden fazla sandalye mi olup olmadığı sorusunda olduğu gibi. Sadece böylesi bir soru rasyonel bir çözüm bulabilmek için bizleri diyalektik bir sorguya teşvik edecektir. Bir aporia, mantıksal ve ikilemli yapısı, yani görünüşte karşıt ve çatışan ikitarafı olan ve her iki tarafta da geçerli sebepleri olan bir soru olması nedeniyle araştırmaya yön ve amaç sağlar. Öncelikle, problemin veya bir araya gelmesi çatışkı yaratan durumların analiz edilmesi elzemdir. Ardından bu probleme dair varolmuş kanılar gözden geçirilir ve nihayetinde çıkmazın önünü açan bir geçide, bir çözüme ulaşılır (N. Etik 1145b).

KAYNAKÇA

Aristotle. The Complete Works of Aristotle. The Revised Oxford Translation (2 vols). J. Barnes (ed.). Princeton: Princeton University Press, 1984.

Aristoteles. Metafizik. Çeviren Ahmet Arslan. İstanbul: Sosyal Yayınlar, 1996. Aristoteles.

Nikomakos’a Etik. Çeviren Saffet Babür. Ankara: Bilgesu Yayıncılık, 2009.

Peters, Francis E. Antik Yunan Felsefesi Terimleri Sözlüğü. Çeviren Hakkı Hünler. İstanbul: Paradigma Yayınlar, 2004.

Politis, V. Routledge Philosophy Guidebook to Aristotle and Metaphysics. London: Routledge, 2004.

Yazar : Erman KAR (Çankırı Karatekin Üniversitesi)