Baudrillard, Jean

Baudrillard, Jean

Le Système des Objets [Nesneler sistemi], La Société de Consommation: ses Mythes et ses Strucructures [Tüketim toplumu: Mitleri, Yapılan], Echange symbolique et la Mort [Sembolik Mücadele ve Ölüm] ve De la Séduction du Consommateur [Tüketicinin Ayartılması Üzerine] adlı kitapların yazan olan çağdaş Fransız toplum bilimcisi ve düşünürü.

Başlangıçta bir Marksist olan Baudrillard, Batı toplumunu analiz edip açıklama çabalarında, daha sonra postmodernizm doğrultusuna sapmıştır. Kapitalist toplumun dönüşüme uğradığını, dolayısıyla Marksist kategoriler aracılığıyla analiz edilemeyeceğini savunan Baudrillard, eskiden çalışmaları ve üretmeleri istenen bireylerden şimdi tüketmelerinin istendiğini öne sürer.

Tüketim gerçeğini büyük ölçüde ihmal ettiği için, Marksist ekonomi anlayışı karşısında eleştirel bir tavır takınan Baudrillard, tüketim toplumunda gösterge ve sembollerin üretimi, mübadelesi ve tüketimini analiz etme işiyle meşgul olmuştur. O, bu analizinin oluşturduğu genel çerçeve içinde, üretim sanayii, nesnelerin mübadalesi, iktidar ilişkileri ve dolaysız iletişime dayanan eski modem düzenin yerini, yeni bir postmodem medya, enformasyon, iletişim ve gösterge düzeninin aldığım öne sürmüştür. Başka bir deyişle, Baudrillard'a göre, modern insan üretmede hayatından giderek daha az, kişisel ihtiyaçlarını ve refahını yaratmada ise, daha fazla zaman harcamaktadır. O tüketim için, olan tüm potansiyelini, tüm kapasitesini hayata geçirmelidir. Çalışma ve üretimden değil de, tüketimden haz almak, tüketim toplumunun eğlence ve keyif ahlâkına göre, ilk ve temel ödevdir.

Başka bir deyişle, yeni bir nesne anlayışı, semiyotik nesne konsepsiyonu geliştiren Baudrillard, analizinde dört tür mantığı birbirinden ayırır. 1- Nesnenin kullanım değerine tekabül eden pratik işlemler mantığı; 2- değişim değerine karşılık gelen eşdeğerlik mantığı; 3- sembolik mübadeleye tekabül eden karşıtların birliği mantığı ve 4- gösterge değerine karşılık gelen farklılıklar mantığı. Bu mantıklar, ona göre, sırasıyla bir yarar, pazar, armağan ve bir statü mantığını özetler. Buna göre, nesne, birinci kategorinin mantığında bir alet, İkincisinde eşya, üçüncüsünde sembol ve dördüncüsünde de bir göstergeye dönüşür. Saussure ve yapısalcıların tezlerinden yola çıkan Baudrillard, hiçbir nesnenin diğerlerinden yalıtlanmış olarak varolmadığını göstermeye çalışmıştır. Tam tersine, farklılaşma boyuttan, bağıntısal veçheleri, nesneleri anlamada büyük bir önem kazanır. Baudrillard'a göre, birçok nesne için bir yarar boyutu söz konusu olmakla birlikte, nesneleri belirleyen en önemli özellik, onların bir statü gösterme, bir konum ifade etme kapasiteleridir. Bu bağlamda, nesnelerin tüketim toplumunda sadece tüketilmediklerini, onların bir ihtiyacı karşılamak amacından çok, bir statüyü ifade edebilmeleri için üretildiklerini söyleyen Baudrillard, bunun ancak nesneler arasındaki farklılık ve farklılaşma ilişkileri sayesinde mümkün olabildiğini iddia etmiştir. Ona göre, günümüz toplumunda, ihtiyaç aşaması çok geride bırakılmış olup, nesneler göstergeler hâline gelmiştir.

Şu hâlde, özne ve nesne, modem öznenin zamandışı niteliklerinde değil, fakat sosyal ilişkilerin bilinçdışı yapısı yoluyla ve sayesinde bir araya gelir. Kısacası, insan varlıktan mutluluk amacının peşinde koşuyor değildirler, onlar eşitliği hayata geçirme arzusu ve mücadelesi içinde hiç değildirler. Çünkü tüketim, insanları bir gösterge sistemi yoluyla farklılaştırmaya hizmet etmektedir. Toplumsal yaşamın temeli İktisadî ihtiyaç değil, fakat yaşam tarzı ve değerlerdir.

Demek ki, Baudrillard'a göre, çağdaş toplumda tüketimin de anlamı değişmiştir. Liberal kapitalizmde, nesnelerin üretimini belirleyen şey, insanların ihtiyaçlarından çok, kazanç isteğidir. Karl Marks'ın terimleriyle ifade edildiğinde, üretim, şeylerin kullanım değeri yerine, mübadale değeri tarafından belirlenir. Baudrillard'a göre, tüketim toplumunda, nesne kullanım ya da ihtiyaçtan, liberal kapitalizme kıyasla, daha fazla uzaklaşmıştır. Nesnelerle ilgili tüketim, günümüzde nesnelerin toplumsal statüdeki derecelenmelere karşılık gelen bir anlamlar ya da göstergeler sistemi içindeki yerleriyle belirlenmektedir. Eşya ve nesnelerin büyük ölçekli, keyfî, fakat tutarlı bir göstergeler sistemi meydana getirdiğini söyleyen Baudrillard, haritaya karşılık gelen bir şey bulunmadığını, çağımızda ideolojinin de öldüğünü̈, perde ve ekranın tek ontolojik gerçeklik olup, televizyonun herşey ve en yüksek, en yetkin nesne olduğunu iddia etmiştir. O, buradan hareketle ve oldukça kötümser bir görüşle, televizyonun ve kitle iletişiminin görevinin tepkiyi önlemek, bireyi özelleştirmek, onları görüntüyle gerçek arasında bir ayırım yapabilmenin olanaksızlaştığı bir taklit evrenine yerleştirmek olduğunu savunmuştur.

Tüketicinin reklâm gibi yollarla aldatılmasını gözboyayıcı bir oyun ve üretim olduğu kadar, tüketicinin isteğini de tehdit eden bir öğe olarak yorumlayan Baudrillard'a göre, bugün biz, çok daha fazla enformasyonun, ama daha az anlamın bulunduğu bir evrende yaşamaktayız; ona göre, enformasyon fazlasına maruz kalan günümüz toplumlarında, mümkün tek direniş tarzı, anlamı reddetmektir.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....