Blondel, Maurice

1861-1949 yılları arasında yaşamış olan Fransız düşünür.

Temel eserleri: L'Action: Essai d'tiné Critique de la Vie et d‘une Science de la Pratique [Eylem: Hayatın Eleştirisi ve Pratiğin Bilimi Üzerine Bir Deneme], L’iIllusion idealiste [İdealist Yanılsama], La Pensée [Düşünce], Principes élémentaires d'une Logique de la Vie Morale [Ahlâklı Hayatın Mantığının Temel İlkeleri], Lutte pour La Civilisation et Philosophie de la Paix [Uygarlık için Mücadele ve Barış]. 

Pascal’ın düşüncesinin gerektirdiği felsefeyi yaratmayı amaçlayan Blondel, modern felsefenin en önemli başarısının hareket noktası olarak özneyi alması, buna karşın en önemli probleminin de düşünce ile varlık arasında yaratılan büyük boşluk ya da yarık olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla, Blondel, kendisine çıkış noktası olarak özneyi almış ve düşünceyle varlık arasındaki boşluğu, varlığı düşünceye indirgemeyecek bir içkinlik veya eylem felsefesiyle kapatmanın ve insanın yazgısının ne olduğu problemini çözmenin mücadelesini vermiştir.

Onun eylem felsefesi, öznenin dinamizminin koşullarıyla diyalektiğine ilişkin sistematik bir araştırma, kendisini insanın düşünce ve eyleminde ifade eder görünen irâdenin a priori yapısı üzerine eleştirel bir refleksiyon veya aktif öznenin ahlâk, bilim ve felsefede ortaya çıkan temel yönelimi üzerine eleştirel bir düşünüm olarak tanımlanabilir. Öznenin çok dar bir çerçeve içinde alınmamasını, eylemin de bileşik insanın, ruh ve bedenin sentezinin yaşamı olarak görülmesini isteyen Blondel'i esas ilgilendiren şey kişinin belli bir hedefe doğru olan yönelimidir.

İnsanın hu yönelimini gereği gibi ifade edebilmek için kendisine örnek olarak ahlâk alanını seçen Blondel'e göre, özgürlük ancak doğanının determinizminin meydana getirdiği temel üzerinde ortaya çıkar. Başka bir deyişle, insan irâdesinin arzu ve eğilimlerin etkisi altında kaldığını dile getiren Fransız düşünürü, onun yine de, potansiyel sonsuzluğu içinde, olgusal düzeni aşıp ideal hedeflere yöneldiğini savunur. Bu ise, öznenin doğanın determinizminin oluşturduğu temel üzerinde özgürlüğünün bilincine varması ve doğanın determinizminin yerine aklın ve ödevin determinizmini geçirmesi demektir.

İrâdenin zorunlu bir koyutu ya da postülası olan ödevin ideal olanla gerçek olanın bir sentezine karşılık geldiği yerde, ahlâk dışarıdan getirilen bir baskı ya da zorlama yoluyla hiçbir şekilde ifade edilemez. Blondel'e göre, ahlâk öznenin kendi kendini açımlayan dinamizminin diyalektiğinde ortaya çıkar. Bununla birlikte, ödev duygusu yalnızca, olgusal olanı aşan özne aracılığıyla ortaya çıkabilir; özne ahlâkı buyruğun bilincine, ancak ve ancak davranmışının temelindeki motivi ideal olanda bulmayı öğrendiği zaman varabilir. Başka bir deyişle, ahlâk bilinci belli bir metafiziği; olgusal ya da doğal düzenin metafiziksel ya da ideal bir gerçeklik alanına bağlı olduğunun fark edilmesini gerektirir.

Blondel, işte buradan hareketle, öznenin tüm faaliyetlerinin yalnızca, aşkın bir Mutlak'a, irâdenin nihaî ve en yüksek hedefini gösteren sonsuzluğa doğru olan bir yönelim aracılığıyla anlaşılabileceğini savunmaya geçer. Buna göre, özne Aşkın Varlığa olan dinamik yöneliminin ve Tanrı'nın gerçekliğini tasdik ya da inkâr etme tercihleriyle karşı karşıya bulunduğunun bilincinde olmak durumundadır.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....