Bonaventura, Aziz
1217-1274 yılları arasında yaşamış Hristiyan düşünürü.
Felsefesi çok büyük ölçüde Augustinus'a dayanan Aziz Bonevantura, Aristoteles'e yönelik eleştirileriyle ün kazanmıştır. Ona göre, Aristoteles'in temel yanlışı Platon'un İdealarını reddetmekten oluşur. Elinde Platon'un orijinal eserleri bulunmayan Aziz Bonaventura, Platon'un idealarını tanrısal ideler, Tanrı'nın zihnindeki düşünceler olarak yorumlamıştır. Ona göre, Aristoteles Platon'un ayrı İdeaları inkâr ettiği için, Tanrının inayetini inkâr etmek, dünyayı ezeli- ebedî kabul etmek ve kişisel ölümsüzlüğü reddetmek gibi bir dizi yanlışa düşmüştür.
Felsefeyle teoloji arasında bir ayırım yapmayan, teolojiden bağımsız bir felsefenin başarısız olacağını savunan Bonaventura, Tanrının varlığını duyusal dünyadan hareketle kanıtlamıştır. Kusurlu, sonlu, bileşik, değişken ve olumsal varlıkların insanı sonsuz, yetkin, basit, değişmez ve zorunlu varlığa yükseltebileceğini söyleyen Bonaventura'ya göre, sonlu ve olumsal şeylerin eksik ve kusurluluğu mutlak yetkinliğin varoluşunu kanıtlar, zira bir şeyin eksik ve kusurlu olduğuna, ancak ve ancak elinizde bir yetkinlik standartı varsa eğer, karar verilebilir.
Yaradılış teorisi ve metafiziği açısından, Platon'un örnekçiliğini dinî bir çerçeve içinde yeniden öne süren Bonaventura, bilgide üç aşamalı bir model izlerken, dış dünyadaki varlıklara ilişkin duyusal bilginin ardından genel olarak varlığa ilişkin rasyonel bilginin geldiğini ve tüm bu bilgilerin vahye dayalı bilgide doruk noktasına ulaştığını söylemiştir. Başka bir deyişle, o insanların önce bulanık duyualgısı yoluyla tek tek nesnelerin bilgisine ulaştığını, bunu cins ve türlerin akla ve soyutlamaya dayalı bilgisinin izlediğini söylemiş ve bu şemayı Aziz Augustinus'taki bir tür aydınlanma öğretisiyle tamamlamıştır.
Yazar : Yazılıyor...F. Didem ÇOBAN SARI (İstanbul Üniversitesi)