Darvincilik

[Alm. Darwinismus] {Fr. Darwinisme] [İng. Darwinism] [Es. T. Darveniye]

Charles Darwin’in (1809-1882) 1859 yılında yayımladığı kısa adıyla On the Origin of Species [Türlerin Kökeni] adlı eserinde ortak kökenden türeyen yaşamın temel mekanizması olarak doğal seçilimi konumlandırdığı evrim kuramının genel ifadesi. Darwinizm kavramı ilk olarak Thomas Henry Huxley (1825-1895) tarafından 1860 yılında kullanılmıştır.

1. (Darvinciliğin temel ilkeleri)

a. Ortak köken. Darwin’de bütün türlerin ortak bir atadan türediği düşüncesi.

b. Yaşam mücadelesi. Yaşama ihtimali eşit olmayan canlıların birbirleri ile olan karşılıklı ilişkileri üzerinden varlığını sürdürme arzusuyla şahsi yaşamını ve neslini devam ettirme gayreti. Her canlı, varlığını sürdürebilmek için hayatta kalmasını sağlayacak ihtiyaçları doğrultusunda belli nitelikler edinme çabasındadır.

c. Adaptasyon. Yaşam mücadelesinde koşullara uyum sağlamaya, hayatta kalmaya neden olan özelliklerin sonucu. Organizmanın yapısında ya da bu yapının işleyişinde canlının çevreye uyum sağladığı ve üreme başarısı gösterebildiği değişiklikler.

d. Doğal seçilim. Faydalı bireysel farkların ve çeşitliliklerin korunduğu, zararlı olanların yok edildiği ve bu anlamda en uygun farka sahip olanların hayatını sürdürmesinin sonucunu ifade eden yaşamın temel mekanizması. Yaşam mücadelesi veren canlıların içinde bulundukları şartlara adapte olabilmelerinin sonucu.

e. Cinsel seçilim. Aynı türden erkek bireylerin aralarında gerçekleşen üreme avantajı elde etme mücadelesi. Tür içinde eriller arasındaki mücadeleyi ve neticede dişinin tercihini ifade eden süreç.

2. (Sosyal Darwinizm) Darwinci evrimi, sosyo-ekonomik veya siyasi pratiğe dökerek toplumsal evrime atıfta bulunan görüş. Sosyal Darwinistler, insanların toplum içindeki yaşamının, İngiliz filozof Herbert Spencer (1820-1903) tarafından ortaya atılan bir deyim olan “en güçlünün hayatta kalması” ilkesiyle yönetilen bir mücadele alanı olduğunu savunmuşlardır.

Sosyal Darwinistler “en güçlünün hayatta kalması” deyimi ile laissez-faire (bırakınız yapsınlar) ilkesini birleştirerek serbest piyasa ekonomisini ve müdahaleci devlet karşıtlığını sosyo-ekonomik bir kılıfa sokulmuş Darwinizm ile gerekçelendirmeye çalışmışlardır. Bu yaklaşıma göre özellikle sosyo-ekonomik rekabette başarısız olan birey, grup, toplum ve uluslar varlıklarını sürdüremeyeceklerdir. Böylece Sosyal Darwinizm, emperyalist ideoloji ile uyumlu gözükmektedir. Emperyalist ideolojideki “doğal” mücadele, sosyo-ekonomik rekabeti aşarak ulusların sözde biyolojik varlıklarının mücadelesini de kapsamıştır. Dolayısıyla Darwinizm’in doğa yasalarından uzaklaştırılarak topluma uyarlanmaya çalışıldığı bu çarpık yorumu ırkçılık ile sonuçlanmaktadır.

3. (Öjeni) İnsanın zihinsel ve fiziksel özelliklerinin kalıtsal olduğunu ve ırkın genetik olarak sürekli iyileştirilmesini sağlayacak adımların atılması gerektiğini savunan sahte bilim. Düşünsel olarak Antin Yunan’da ortaya çıkmış olsa da terim olarak ilk kez Francis Galton tarafından 1883 yılında yayımlanan Inquiries into Human Faculty and its Development [İnsan Yetisi ve Gelişimi Üzerine Soruşturmalar] adlı eserinde ortaya konmuştur. Köken olarak Antik Yunancadaki eu (iyi) ve genesis (soy) kelimelerinden gelen öjeni, temelde, Galton’un da ifade ettiği üzere uyum sağlayan ırkların uyumsuz ırkların yerine hızlıca geçmesini sağlayan nesil geliştirme bilimi olarak ırk yetiştiriciliğini kastetmek amacıyla kullanılmaktadır. Öjeni ikiye ayrılır: Pozitif öjeni, arzu edilen niteliklere sahip nesillerin yetiştirilmesi anlamına gelirken, negatif öjeni ise istenmeyen özelliklere sahip soyların kurutulması, ortadan kaldırılması amacını taşımaktadır.

Galton, fikirlerini inşa etme sürecinde, aynı zamanda kuzeni olan Darwin’in Türlerin Kökeni adlı yapıtından etkilendiğini dile getirmektedir. Nitekim Galton, üstün ırkların farkını koyabilmek adına, enerji kavramını ön plana çıkarmakta ve enerjiyi, çelimsiz ve uyuşuk ahmağın karsısında; doğal seçilim ile avantaj sağlamış̧ üstün ırklara ait olan bir çeşit çalışma, harekete geçirme gücü̈ olarak değerlendirmektedir. Başka bir deyişle Galton, insan neslinin devamına dair bir çeşit yapay seçilim yöntemi önermektedir. Ancak Charles Darwin, Galton’ın görüşlerine açık bir biçimde karşı çıkmıştır. Darwin için insan neslinin yapay bir biçimde şekillendirilmeye çalışılması duygudaşlık içgüdümüzle çelişki göstermektedir. Güçsüzleri ihmal etmek ve neticede nesillerini sürdürmeleri konusunda şikayette bulunmak, Darwin’e göre, mevcut bir kötülüğe dair büyük ve belli bir çıkar beklentisi içine girmemizden kaynaklanmaktadır.

4. (Evrimsel Sentez) 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Theodosius Dobzhansky (1900-1975), Julian Huxley (1887-1975), Ernst Mayr (d. 1904) ve George Gaylord Simpson (d. 1902) öncülüğünde Mendelci genetiğin Darwinci doğal seçilim ile bir araya getirilmesi. Yeni Darwincilik olarak da adlandırılan evrimsel sentez ile birlikte evrim kavramı, doğal seçilim yoluyla gerçekleşen genetik değişimleri ifade etmek için kullanılmıştır. Günümüzde epigenetik alanında ve ayrıca genetik sürüklenme gibi çeşitlilik mekanizmaları üzerine yapılan araştırmalar evrimsel sentezin genişletilmesi yönünde görüşler doğurmuştur.

KAYNAKÇA

Bynum, W. F., Browne, E. J., Porter, Roy. Dictionary of The History of Science, London: The Macmillan Press, 1981.

Darwin, Charles. On the Origin of Species, London: John Murray, 1876.

Darwin, Charles. The Descent of Man and Selection in Relation to Sex, London: John Murray, 1876.

Galton, Francis. Inquiries into Human Faculty and its Development. London: Macmillan, 1883.

Mayr, Ernst. Evrim Nedir? Çeviren Nurdan Soysal. İstanbul: Say Yayınları, 2016.

Özsoy, Ergi Deniz (ed.), Evrimsel Biyoloji Yazıları, Ankara: BilgeSu Yayıncılık, 2012.

Yazar : Batuhan AKGÜNDÜZ (Selçuk Üniversitesi)