deney

[Alm. Erfahrung, Experiment] [Fr. expérience] [İng. experience, experiment] [Yun. empeiria] [Lat. experientia] [es. t. tecrübe]

Gerçekliği olana ilişkin her çeşit yaşantı, algılama, duyumlama, verilmiş olma vb. İnsan yaşamında bilincin karşılaştığı şeylerin tümü. (Felsefede) Gerçeklik üzerine kavramsal olmayan her türlü bilginin temeli: Her bilimin güvenilir olabilmesi için deneye dayanması, öte yandan bilginin salt deneyle kalmaması gerekir. Deneyin bilimsel amaçlarla, düşünce yoluyla düzenlenmesi, karşılaştırılması, bağlantılar kurulması, giderek doğrulanması ve tamamlanması gereklidir.

Yunanca peira (deneme, sınama) sözcüğünden iki dizi sözcük türetilmiş:

I. (Soyut ve genel anlamda kullanılan) empeiria ve türevleri: empirik, empirizm;
II. (Somut ve daha teknik anlamda kullanılan) experientia (Latince experiri = deneme, deney yapma) ve türevleri: expérimenter, experimental, expérimentation.

I. Empeiria = deney, yaşantı, görgü [Alm. Erfahrung] [Fr. expérience, empirie) [ing. experience]

Episteme’ye (bilim) karşıt olan: işlenmemiş bir olay üzerine dayalı bilgi. Olaylardan doğrudan doğruya kendimizin bilgi edinme yolu. Olaylardan edindiğimiz dolaysız bilgi. İnsanın kendi görmesi, kendi yaşantısıyla kazanmış olduğu şey; insanın kendi sınadığı deney.

empirique = görgüsel, deneysel, (deneyci):
1– Experimental (dene- yimsel) ya da bilimsel olana karşıt olarak: Yöntemli bir denetlemeye başvurmadan doğrudan doğruya, sıradan yapılan deney.
2– Ussal ve dizgesel olana karşıt olarak: Yapılan deneyin verilerini yorumlamak ya da ussal bir dizge halinde düzenlemek için usa baş vurmadan sıradan bir deneme düzeyinde kalan deney.
3– Bazan, ama yanlış olarak: experimental’le eşanlamlı: Yöntemli ve ussal biçimde yapılan deney; deneyci yöntem (méthode empirique).
Empirisme bkz. deneycilik.

II. Experientia = deney [Alm. Experiment] [Fr. expérience] [ing. experiment]

Deneyle sınama, araştırma, deneyimleme edimi (deneyim); olayların kesin, tam ve yöntemli bir biçimde araştırılabilme- si ya da gözlemlenebilmesi için olabildiğince değişken koşullar altında canlı olarak yapma bir biçimde oluşturulması; gözlem, deneyim, tümevarım yoluyla edinilen yöntemli, bilimsel deney; tümevarımlı bilgi (Bacon’dan beri) hem tümdengelimli bilgiye hem de sıradan deneye karşıt olarak kullanılmıştır.

(Felsefede)
1– (Usa karşıt olarak) Bilgide kazanılmış olan (şey), bkz. deneycilik.
2– Yapılmış olan deney: deneme, deneyler yapma, eylemi,

  a. Edilgin olarak yapılırsa (sıradan deney) bilgi amacı yoktur, deneysel empirik bilgi verir;
  b. etkin olarak yapılırsa (bilimsel deney) bilgi aracı özellikle bir varsayımı denetlemek içindir ; deneylere              dayanarak (experimental) bilgi elde eder.

3– (Geniş anlamda) Bir varsayımı denetlemek için yapılan her çeşit gözlem.

Experimentation = deneyim [Alm. Experiment] [ing. experiment]
Bir doğruyu ortaya çıkarmak üzere deneyin (2 b anlamında) yöntemli bir biçimde kullanılması.

Experimental = Deneysel:

  1-Geniş anlamda (empirique’le eşanlamlı): Sıradan deneyi kullanır ve sonuçlar çıkarır. Deney odası (labora- tuvar) tekniği kurulmadan önce de ruhbilim deneyseldi, ama empi- rik anlamında.
  2– Empirik’e karşıt anlamda: bilimsel deneyi kullanır.

Expérience morale = töresel deney (töresel yaşantı). Ahlak değerlerinin gerçekliği üzerine bir bilincin doğmasını sağlayan yaşanmış eylem. Expérience vécue (Erlebnis-Erfahrung), bkz. yaşantı.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....