efendi ahlakı

[Alm. Herrenmoral] [Fr. morale de maître] [İng. master morality]

Nietzsche felsefesinde güçlü, soylu, atılgan ve olumlayıcı olarak tanımlanan az sayıdaki insanın yaşam biçimine karşılık gelen kavramdır.

Nietzsche’ye göre yaşam yalnızca varlığını sürdürme arzusuyla değil, güçlü olmayı isteme ve çoğalma arzusuyla ilerler. Bütün istemelerin kendisine yöneldiği temel devindirici olarak güç, metafizik bir içerikten uzaktır. Güç istemi, bize yalnızca dünyayı anlamanın fizyolojik ve psikolojik bir yorumunu sunar; değerlendirmelerimizi şekillendirir, onlara hareket ve yön verir. Temel bir itki, hareket ettirici olarak güç istemi tüm canlılarda bulunur. Mesele bu gücü yayabilme potansiyeline sahip olup olmamakla ilgilidir. Bu potansiyelin ancak güçlü bir fizyoloji sayesinde ortaya çıkabileceğini savunan Nietzsche, insanları da bu bakımdan ikiye ayırır. Güçlü bir fizyolojiye sahip olarak efendileri buyurucu, vahşi, sağlıklı, kendine güvenen ve yaşamı seven bireyler olarak tanımlarken, zayıf olan köleleri ise bu insan tipinin karşısında konumlandırır.

Gücün merkezde olduğu bu dünya öngörülemez ve hesaplanamaz yanıyla acılara ve yenilgilere açıktır. Fakat zayıflar için ‘acı’ dünyayı yaşanamayacak bir yer haline getirir. Onlar böyle bir yaşama ‘hayır’ diyerek bu mücadeleden kaçışın yollarını arar. Oysa güçlüler için yaşam, güçlerin bir araya gelmesi, çarpışması ve gücün çoğalmasıyla anlam kazanır. Onlar etkin bir rol üstlendikleri bu mücadelede yaşamı olduğu haliyle olumlar. Yaşamı olumlayan ve yaşama sırt çeviren bu iki farklı görüş iki farklı ahlak tasarımının da ortaya çıkmasına neden olmuştur: Efendi ahlakı ve köle ahlakı. Efendi ahlakı içgüdülere dayalı olan, gücü ön planda tutan, uyum sağlamak yerine atılımı ve dönüştürmeyi salık veren ve bunları ‘iyi’ sayan bir yaşam biçimini temsil eder. Efendi kendi varlığına değer atfeden, kendisini dolaysızca olumlayabilen ve yaşama evet diyen bir insan tipi olarak iyi ve kötü değer yargılarını da yine kendisinden hareketle üretir ve yarattığı değerlerle bir sanatçı gibi dünyayı dönüştürür. Nietzsche “utkulu bir kendini ‘evetlemeden’” doğan bu ahlakı, asil ahlak olarak tanımlar.

Nietzsche’ye göre insan, bir yarı hayvan olarak doğal yanını baskılamayan, içgüdülerine göre eyleyen bir vahşidir. Efendi ahlakı bu vahşi yanımızı koruyan tüm değerleri ‘iyi’ saydığı gibi vahşi insanı ehlileştiren, doğal yanımıza hizmet etmeyen tüm davranış ve düşünce biçimlerini de ‘kötü’ kabul eder. Bunlar arasında zayıflık, merhamet, barış, eşitlik, hakikat arayışı, öte dünya anlayışı gibi devinimi engelleyen, güçlü ve zayıf arasında var olan hiyerarşik yapılanmayı zayıfın lehine olacak şekilde tek taraflı bir yaşam biçimine dönüştüren, güçten düşüren, özgeciliği yücelten, etkin olanı tepkisel kılan, yaşama ‘hayır’ diyen tüm ‘sözde değer’ anlayışları sayılabilir.

Efendi ahlakının kötü olarak imlediği tüm sözde değerlerin bir yaşam biçimi haline dönüşmesi anlamına gelen köle ahlakı ise insanı güçten düşüren, hasta eden, hareketsiz bırakan ve yozlaştıran bir anlayışa sahiptir. Hıristiyanlık aracılığıyla tam ifadesini bulan köle ahlakı güçlünün gücünü sınırlama, güçsüzün yok olmasının önüne geçme ve doğal eşitsizliği bozma üzerine kurulmuş çoğunluğun ahlakıdır. Onlar azınlıkta olan soylu ahlakını birtakım dış uyarımlar (hakikat arayışı, öte dünya fikri, Tanrı inancı) üzerinden olumsuzlayarak kendi iyi ve kötü değer yargılarını oluşturmuştur. Nietzsche Zur Genealogie der Moral (Ahlakın Soykütüğü Üzerine) adlı eserinde efendi ahlakının utkulu bir kendini evetlemesinden doğan ‘iyi ve kötü’yü (Alm. Gut und Schlecht, İng. Good and Bad) bir başkasını olumsuzlama üzerinden oluşturulmuş köle ahlakının ‘iyi ve kötü’sünden (Alm. Gut und Böse, İng. Good and Evil) hem kavramsal hem de içeriksel olarak ayırmıştır.

Efendi ahlakının tüm değer yargıları köle ahlakı tarafından dönüştürülerek içi boşaltılmıştır. Tüm olaylarda olmayan anlam, hedef, bütünlük ve öte dünya arayışı karşımıza yozlaşmış ve hastalanmış bir kültürü çıkarmıştır. En büyük değerlerin değerini yitirmesi olarak ifade edilen bu çıkmaz, nihilizm olarak adlandırılır. Nietzsche’ye göre, yozlaşmışlığı ifade eden nihilizm diğer yandan köle ahlakının yerleştirmiş olduğu hastalıklı kültür dünyasını aşabilmek için de bir fırsattır. Buradan yeni bir insan tipi üst-insan (Alm. übermensch) doğacaktır, çünkü insan ancak böyle bir tükenmişliğin sonucu olarak yeni değerler yaratma çabası içinde bulunabilir ve nihilizm bataklığından kurtulabilir.

KAYNAKÇA

Nietzsche, Friedrich. Ahlakın Soykütüğü - Bir Polemik. Çeviren Zeynep Alangoya. İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 2011.

Nietzsche, Friedrich. Böyle Söyledi Zerdüşt. Çeviren Mustafa Tüzel. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2011.

Nietzsche, Friedrich. Deccal. Çeviren Oruç Aruoba. İstanbul: Hil Yayın, 1995.

Nietzsche, Friedrich. Güç İstenci. Çeviren Nilüfer Epçeli. İstanbul: Say Yayınları, 2017.

Nietzsche, Friedrich. İyinin ve Kötünün Ötesinde. Çeviren Mustafa Tüzel. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017.

Nietzsche, Friedrich. On the Genealogy of Morality. Editör Keith Ansell-Pearson. Çeviren Carol Diethe. Cambridge: Cambridge University Press, 2007.

Yazar : Melek Candan ÖZTÜRK (Selçuk Üniversitesi)