Epikür/cülük

[Alm. Epikureismus ] [Fr. Épicurisme ] [İng. Epicureanism ]

Epikür (MÖ 341-270), Geç Antik Çağ Yunan filozofu. Epikürcülük, Epikür’ün öğretilerine dayanan felsefe.

Epikür’ün Yaşamı. Aslen Atinalı olan Epikür, MÖ 341’de ailesinin yerleşmiş olduğu Samos’ta doğdu. On sekiz yaşında askerlik hizmeti için Atina’ya gitti. Aynı yıl Büyük İskender öldü ve Atinalılar Samos’tan ayrılmaya zorlanınca Epikür’ün ebeveynleri Kolophon’a taşındı, kendisi de iki yıl sonra buraya geldi. Epikür, Samos’ta bir Platoncu olan Pamphilus’tan, Kolophon’da da şüpheci eğilimlere sahip Nausiphanes’ten felsefe eğitimi aldı. Özellikle ahlâk anlayışını etkileyen bu filozoflardan aldığı ilhamla başyapıtı Doğa Üzerine’yi yazdı. Fizik bilimiyle de etik temelinde ilgilenmiş Epikür’ün Menoikeus’a Mektup’u ahlâk felsefesini özetler. Epikür, 307/6 yılında tekrar Atina’ya giderek orada bir mülk satın alıp okulunu kurdu. Ölünceye kadar, eviyle birlikte öğrencilerine miras bırakacağı “Bahçe” olarak bilinen bu yerde kaldı.

Felsefesi. Temel felsefi yaklaşımını Demokritos’tan alan Epikür, atomcuların evren görüşünü kabul etti. Buna göre her somut nesne, durmadan hareket eden maddi atomlardan oluşur. Bu aynı zamanda her bireyi oluşturan tüm bu atomların, o birey öldüğünde çözündüğü ve daha sonra başka nesneler oluşturmak üzere yeniden bir araya geldikleri anlamına gelir. Doğal fenomenlerin teolojik değil de fiziksel açıklamaları olduğunu vurgulayan bu görüşü benimseyen Epikür, tanrıların var olmadığını iddia etmemiş, ancak insanın kaderiyle ilgilenmediklerini, dolayısıyla insanın evrende fiilen yapayalnız olduğunu savunmuştur.

Bütünüyle mekanist bir doğa anlayışına sahip olan Epikür’ün nazarında, geleneksel Yunan tanrıları, nesnel varlığı olan gerçeklikler değildirler, ancak sonsuz mutluluklarının kaynağı olan tüm arzu ve kaygılardan arınmışlıklarıyla taklit edilebilecek doğru ahlâkî davranış modelleridir. Tıpkı ruhun, canlı bir varlığın hareket ve hayat ilkesi olmakla birlikte bedenden bağımsız bir varlığının olmaması gibi.

Ruhu, tamamen cisimsel bir şey olarak kabul eden Epikür, Platon’un ölümden sonra ruh üzerindeki ahlaki ceza fikrinden çok rahatsız olmuştur. Kendisini izleyenleri ölümden korkmayacakları bir zihin dinginliğine ulaştırmak istiyordu. Ölümsüz bir ruhun varlığını inkar etmekteki niyeti, insanların, ölümden sonra ne ödül ne de ceza beklemeyecekleri, dolayısıyla ürkmeyecekleri bir anlayışı garantilemekti.

Evrene böylesine kasvetli bir bakış açısıyla bakan Epikür için hayatın yegane amacı, bu dünyada keyifle ve olabildiğince uzun kalabilmektir. Hazzı en yüksek iyi olarak gören Epikür, hazzın alanını, onu salt bir acı yokluğuna indirgeyecek şekilde daraltmıştır. Ona göre haz, çılgınca yeme-içme şenlikleriyle şehvetli arayışlar değil, iç huzuru ve acıdan kurtulmadır. Bunu başarmanın yolu ise, ölüm korkusundan tamamen sıyrılmak ile başını dostluk ve rasyonel düşüncenin çektiği günlük yaşamın zevklerine konsantre olmaktır.

Epikürcülük. Epikür’ün okulu, Platon ve Aristoteles’in resmi karakterlerinin aksine, felsefi bir fikir birliği içinde olan bir arkadaş topluluğu niteliğindedir. Epikür’ün, canlı ve taşkın hazları, özellikle bedensel, şehevi hazları kutsayan Kinik Aristippos’un tersine, hedonist hazzı yaşamın amacı olarak görmemesinin nedeni, bu tür zevklerin pervasızca sürdürüldüğünde ardından büyük acılar getirmesidir. Gerçekte, Epikürcülüğe bakış neredeyse kaçınılmaz olarak zevke odaklanırken, kendisi, acının yokluğunun pozitif zevklerden daha iyi olduğuna inanan Epikür, doğal ve zorunlu ihtiyaçların tatmininden ibaret olan basit, doğal ve zorunlu hazları savunan bir insan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Atomculuğuyla, modern bilimin bir tür öncüsü kabul edilen Epikür, bir ampiristtir. Onun için bilginin tek temeli duyu algısıdır. Duyuların bizi, atraxia, yani acı veya huzursuzluğun yokluğu diye tanımladığı Mutluluk olan yüce İyi’yi tanımayı sağladığını belirtir. Epikür için duyu algıları yanılmazdır, çünkü duyular ne kendi kendilerini harekete geçirirler ne de dış bir nedenin etkisiyle hareket etmezler. Ayrıca duyu algısı akıl yürütme tarafından da çürütülemez, çünkü her türlü akıl yürütme duyu algısına bağlıdır. Antik Yunan felsefe geleneği içinde kalarak hiçten, hiçbir şeyin meydana gelemeyeceğini savunan Epikür’e göre var olan bir şey, her zaman var olan başka şeylerden meydana gelir ve her zaman ayrışıp başka şeylere dönüşür. Bununla birlikte, katı atomculuğun insanın kendi dışındakiler tarafından hareket ettirildiği varsayımına binaen reddettiği özgür iradeyi Epikür, bazı ihtiyari faktörlerin atomları düz hareketlerinden saptırdığını düşünerek olumlamıştır.

Epikürcülük, yaşamı kaçınılmaz olarak hiçlik içinde sona erecek bir şey olarak görme ve insanın başarısıyla yargılandığı Yunan dünyasının rekabetçi yaşamından geri durmayı öneren doktrinleri nedeniyle çok geniş kitlelere hitap edememiş olsa da Aristoteles’ten sonraki Yunan felsefesinde, Platonculuk ve Stoacılıkla birlikte, hakim en büyük üç okuldan biriydi. Rakip okulları Stoacılığın ilgisizliğe karşın Epikürcü felsefenin temel tutumu sükunettir.

Epikür’ün kendisinden sonra Epikürcülerin belki de en ünlüsü, MÖ birinci yüzyılda yaşamış Romalı şair Lukretius’tur. De Rerum Natura (Şeylerin Doğası Üzerine)’sını Epikür’ü övmeye adamıştır. Epikür’ün teolojik bakış açısını destekleyen Lukretius’a göre ölüm, acıdan değil, ebedi uykudan ibarettir. İnsan geçip gidenlere üzülür, ancak hiçlik korkulacak bir şey değildir. İnsanlar, tanrılar veya ölümle ilgili olarak kendilerine musallat olan mantıksız korkulardan yalnızca felsefenin gücüyle kurtulur.

KAYNAKÇA

Arslan, Ahmet. İlkçağ Felsefe Tarihi 4 - Helenistik Dönem Felsefesi. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2008.

Copleston, Charles Frederick. History of Philosophy: Greece and Rome, Volume I. New York: Image Books, 1993.

Andrewes, Antony. Greek Society. Middlesex: Penguin Books Ltd., 1991.

Cornford. F. M. Before and After Socrates. Cambridge: Cambridge University Press, 1964.

Freeman, Charles. Egypt, Greece and Rome: Civilizations of the Ancient Mediterranean. Oxford: Oxford University Press, 1996.

Grant, Michael. Roman Literature. Middlesex: Penguin Books Ltd., 1967.

Konstan, David. “Epicurus”. The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Editör Edward N. Zalta. http://plato.stanford.edu/archives/sum2014/entries/epicurus/

MacIntyre, Alasdair. A Short History of Ethics. Londra: Routledge, 2002.

Yazar : Fatma DORE (Afyon Kocatepe Üniversitesi)