fenomen

[Alm. Erscheinung, Phänomen] [Fr. phénomène] [ing. phenomenon, appearance] [Yun. phainomenon] [es. t. hadise]

1– (Genellikle) Duyularla algılanabilen her şey.

// “Kendinde şey”in (Ding an sich, chose en soi, thing-in-itself) bağlılaşık kavramı. Görüngü, hem gerçek varlıktan, hem de salt görüntüden ayırt edilir.

2– (Fizik ötesinde) Kendinde var olan salt bir gerçekliği ortaya koyan. Örneğin Platon için duyulur dünya (görüngüler dünyası) duyulur üstü olan idealar dünyasının (Platon’a göre gerçek dünya), yani usla bilinen düşünülür dünyanın (noumenon’lar dünyasının) görüngüsüdür. Leibniz için de uzay içindeki cisimler dünyası duyulur üstü olan tinsel — monad dünyasının “iyi temellendirilmiş bir görüngüsü”dür.

3– (Kant’ta)”Olabilir deneyin konusu”olan her şey görüngüdür. Duyularla bağlı insan usu yalnızca görüngüleri (phainomenon) bilebilir, onların arkasındaki kendinde şeyleri (noumenon) bilemez.

4– (Fichte’de) Görüngü, ben’in etkinliğinin ürünüdür.

5– (Görüngübilimde) Yalnızca düşünülen, dolaylı olarak bilinen içeriklere karşıt olarak, doğrudan doğruya görülenen, yaşanmış olan içerikler. Bu anlamda, bir gerçek var olan (ör. kendi iç edimlerimiz) ya da özü bakımından kavranmış bir nesne de (ör. üçgen) görüngü olabilir.

Yazar : Yazılıyor....Yusuf YILDIRIM (Galatasaray Üniversitesi)