Geulincx, Arnold

1625-1669 yılları arasında yaşamış olup, okkasyonalizmin Malebranchele birlikte kuruculuğunu yapan ünlü Descartesçı ve Fransız düşünür.

Descartesın bütün bir varlık alanını madde ve ruh, beden ve zihin olarak kesin çizgilerle ikiye ayırmasından, birlikli, bütünlüklü tek bir töz olan insandan, aralarında ortak hiçbir nokta bulunmayan iki töz çıkartıp, iki töz arasında mantıksal bakımdan imkânsız olan ilişkiyi, biraz da yapay bir biçimde etkileşimcilikle açıklamasından sonra, Descartesçı filozoflar için iki alternatif söz konusu olmuştu: 1 Etkileşim olgusunu kabul etmek ve daha sonra da, Descartes'ı bu etkileşimin nasıl ortaya çıktığını açıklama güçlüğü içinde bırakan teorileri, kozalaksı bez anlayışını yeniden ele almak ve 2 Descartesın düalist bakış açısını benimsemekle birlikte, etkileşimi yadsımak.

Bunlardan ikinci alternatifi seçen Geulincx, bu bağlamda, her tür faaliyet ya da gerçek nedensellikte, eylemi başlatan, eyleme neden olan güç ya da öznenin, eylemde bulunduğunu ve nasıl eylediğini bilmek zorunda olduğu tezini, kendisine öncül yapmıştır. Ona göre, işte bu öncülden, maddî bir şeyin ne başka bir şey, ne de tinsel bir töz üzerinde etkide bulunan, eylem başlatan bir güç olamayacağı sonucu çıkar. Çünkü, maddî bir nesne bilinçten yoksun olduğu için, eylemde bulunduğunu ve nasıl eylediğini bilemez. Buradan tinsel bir töz olarak benim de, ne başka bedenler, ne de kendi benim üzerinde etkide, eylemde bulunamayacağım sonucu çıkar. Çünkü, ona göre, ben bu sonuçların nasıl meydana geldiğini bilmiyorum. Başka bir deyişle, ben, bedenimdeki değişme ve hareketlerin meydana gelişi sırasında, neden ya da aktör değil de, seyirciyim. Aynı şekilde, bilinç alanım içinde ortaya çıkan sonuçların, yani duyum ve algıların bilincindeyim, fakat bu sonuçları doğuran, bedenim ya da benim dışımda olan başka bir şey değildir.

Bununla birlikte, karşılıklı etkileşim yadsındığı zaman, iradi veya zihinsel olayların bedendeki hareketler tarafından, bedendeki değişmelerin de bilinçteki algı ve duyumlar tarafından zamansal olarak izlendiğini nasıl açıklarız? Geulincx, bunun açıklamasının, benim iradî eylemimin bir ara neden, Tanrı’nın benim bedenimde bir değişme meydana getirmesi için bir vesile, bir araç olması olduğunu söyler. Aynı şekilde, bedenimdeki fizikî bir olay, Tanrı'nın bilincimdeki psişik bir olayı yaratması için bir ara neden ya da vesiledir. Geulincx'e göre, beden ve ruh, hiçbiri diğeri üzerinde eylemde bulunamayan, fakat, Tanrı hareketlerini sürekli olarak ayarladığı için, tam zamanı gösteren, iki saate benzer.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....