iktidar

[Tr. Alt. güç, erk, kudret ] [Alm. Macht ]] [Fr. pouvoir ] [İng. power [Ar. iḳtidār اِقتدار /  ] [Lat. potentia, potestas ] [Yun. dunamis / δύναμις ]  

Etimolojisi. İktidar sözcüğü Arapça güç/güçlülük anlamındaki kadr kökünden gelen “kudret” sözcüğünden türemiştir. “Kudreti/gücü elinde bulundurma”, “kudretli olma” anlamlarını içerir. Aynı kökten gelen muktedir sözcüğü ise gücü yeten anlamına gelir. İktidar olmak yani gücü elinde bulundurmak muktedir olmayı yani gücü yetirebilmeyi garantilemez.

Genel anlamı. Siyaset felsefesinin başlıca kavramlarından biri olan iktidar genel olarak ikili bir anlama sahiptir. Kavram, yönetimde bulunanların yapabilme, eyleyebilme gücünün kendisine karşılık gelirken aynı zamanda yönetimdekilerin kendilerini işaret eder. Bu çerçevede yapılan temel sorgulamalar iktidarın kaynağına ve meşruiyetine ilişkindir. İktidarın kaynağına ilişkin üç yaklaşım dikkat çeker. Bunlar; iktidarı toplumun korunma ihtiyacına dayandıran (örn. Platon, Aristoteles), Tanrı’nın yeryüzündeki yansıması olarak kabul eden (örn. Augustinus, Thomas Aquinas) ve iktidarın kaynağında ortak iradeyi gören (örn. Thomas Hobbes, Jean-Jacques Rousseau) yaklaşımlardır. Benzer biçimde iktidarın meşruiyetine ilişkin ise devlet anlayışlarına da karşılık gelen teokratik, demokratik gibi biçimler ortaya koyulmuştur.

Tarihsel gelişimi. Antik Yunan’da düşünürler iktidarın kime ait olması gerektiği üzerine görüşler ileri sürer. Platon ve Aristoteles’in ilgili eserleri buna kaynak gösterilebilir. Bu tartışmalarla ulaşılmak istenen, iktidarın doğurabileceği sakıncaların önüne geçilmesi ve iktidarın etkili olabilmesi için gerekli ölçütlerdir. Bu kapsamda literatürde önemli bir yer edinmiş temalardan biri iktidarın sınırlandırılmasıdır. Sınırsız bir iktidar yıkıcı bir etki ve adaletsizlik yaratabileceği için iktidar kanunlar, meclis gibi unsurlarla sınırlandırılmıştır. Bu tema sonraki çağlarda da güncelliğini korumuştur.

Orta Çağ’da iktidara karşılık gelen kavramın potestas olduğu ileri sürülebilir. Potestas kralın Tanrı’dan aldığı düşünüldüğü için meşru kabul edilen yönetme gücüdür. Bu bakımdan potestas ve Eski Türklerdeki kut anlayışı arasında bir benzerlik olduğu söylenebilir.

Çağdaş felsefenin önde gelen düşünürlerinden biri olan Michel Foucault bir kırılma sayılabilecek olan iktidar anlayışı ve çözümlemeleriyle başta Giorgio Agamben, Gilles Deleuze, Judith Butler, Jacques Rancière, Antonio Negri ve Michael Hardt olmak üzere kendisinden sonraki düşünürleri etkilemiştir. Foucault, bilgiyle ilişkilendirdiği iktidarı yukarıdan aşağıya etki eden merkezi bir güç olarak değil her yere yayılmış bir ağ olarak görür. Ortaya koyduğu biyoiktidar kavramıyla anılan Foucault, etkilendiği düşünürlerden biri olan Karl Marx gibi politikayı iktidar paradigmasıyla ele alan yaklaşımı temsil eder. İktidar kavramı siyaset felsefesinin güncel konu ve tartışmalarının odağındaki kavramlardan biri olarak sıklıkla irdelenmektedir.

KAYNAKÇA

Eyuboğlu, İsmet Zeki. Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü. İstanbul: Sosyal Yayınlar, 1991.

Kiraz, Sibel (ed.). İktidar ve Demokrasi Çağdaş Tartışmalar. İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık, 2023.

Tunçel, Ahu ve Gülenç, Kurtul (ed.). Siyaset Felsefesi Tarihi (Platon’dan Zizek’e). Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2013.

Yazar : Sibel KİRAZ (Manisa Celâl Bayar Üniversitesi)