Maine de Biran

1766-1824 yılları arasında yaşamış olan Fransız filozofu.

Temel eserleri arasında, Influence de l’Habitude sur la Faculté de Penser [Alışkanlığın Düşünme Yetisi Üzerindeki Etkisi], Le Décomposition de la Pensée (Düşüncenin Oluşumu Üzerine], Apperception immédiate [Dolaymışız Tamalgı] ve Rapports du Pysique et du Moral [Maddî olanla Tinsel olanın İlişkilerine dair] gibi kitaplar bulunan Maine de Biran, insan düşüncelerinin kaynağıyla dildeki ifadesini ve akılyürütmedeki birleşimlerini araştıran Fransız ideolojistleri ve nihayet, Fransız tinselcileri arasında yer alır.

Toplumsal sözleşme görüşünün savunucusu Rousseau'dan değil de, Confessions [İtiraflar'ın yazarı Rousseau'dan çok etkilenen De Biran, onunla birlikte, insanın hayvanlardan, özgür bir özne olmak bakımından farklılık gösterdiğini öne sürmüştür. Buna göre, Maine de Biran, Descartes'ın Cogito ergo sum'unu, Volo ergo sum (İrâde ediyorum, o hâlde varım) şeklinde yeniden düzenlemiştir. Bu çerçeve içinde, bilincin fenomonolojisi olarak tanımlayabileceğimiz bir görüş geliştiren Maine de Biran'a göre, bilinç, Condillac'ın yaptığı gibi, yalnızca dönüşüme uğramış dış kaynaklı duyumlar aracılığıyla açıklanamaz. İnsan bilinci, istemli çabaya, insanın dirençle karşılaşan etkinliğine bağlanmalıdır.

Metafiziğin, dirençle karşılaşan istemli çabayla ilişki içinde, etkin ben olarak öznenin varoluşunu ortaya koyduğunu öne süren Maine de Biran'a göre, özne kendisini, bir neden, etkin bir güç olarak algılar. Başka bir deyişle, etkin bir ben olarak öznenin varoluşu, insana sezgide verilir. Bu ben fenomenal bir ben olduğundan, Maine de Biran bu noktada kalmaz. O, bilincin sezgide verilen, istemli çabayla ortaya çıkan bu benin, numenal ve tözsel bir ruhun ya da mutlakın fenomenal tezahürü ya da ifadesi olduğunu söyler. Bununla birlikte, söz konusu numenal benin varoluşu, bilgi değil de, inançla ilgili bir konudur.

Yaşamının son dönemlerine doğru, daha çok dinî nitelikli bir felsefeye doğru kayan Maine de Biran, yine de, insanın içsel yaşantısının filozofu olarak kalır ve temkinli davranarak, insanın sezgi ya da tamalgıda verilen fenomenal beninin, mutlak ya da tözsel ruhun bir tezahürü olduğu düşüncesinden tüm fenomenleri, onların varoluşlarının nedeni olan Mutlak ya da Tanrı'nın tezahürü olarak görme düşüncesine geçmez.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....