Origenes

166-232 yıllan arasında yaşamış ve Hristiyanlığın kutsal üçleme, İsa'nın insanları kurtarmak üzere kendini feda etmesi, inayet ve cisimleşme gibi dogmalarını, felsefî bir görüşle ve hem akıl ve hem de iman ışığı altında sistemli bir şekilde açıklamanın zorunluluğuna ve önemine işaret etmiş olan düşünür.

Felsefesinde, Hristiyanlığı Yunan felsefesiyle kaynaştırma çabası veren Origenes, en büyük saygıyı, kendisinde kutsal üçlemeyi gördüğü Platon'a duymuştur. Nitekim, o, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesini, Platoncu ve Yeni- Platoncu düşüncenin etkisi altında, türümcü öğretiyle yorumlamıştır.

Yine, yaradılışın, Tanrı’nın ezelî olan maddeye biçim vermesinden meydana geldiğini öne süren Platon'dan ve diğer Yunan filozoflarından farklı olarak, Origenes, bir yandan Tanrı'nın maddenin de yaratıcısı, tam ve gerçek anlamda bir Yaratıcı olduğunu, diğer yandan da, biri diğerinin ardından gelen, ve hepsi birbirinden farklılık gösteren sonsuz sayıda dünya bulunduğunu öne sürmüştür. Dünyada kötülerle kötülüğün varolduğunu kabul etmekle birlikte, bu kötülüğün olumlu bir şey olmayıp iyiliğin yoksunluğu olduğunu, dolayısıyla Tanrı'nın bundan sorumlu tutulamayacağını öne süren Origenes, Tanrı'nın tüm ruhları nitelik bakımından aynı yarattığını, fakat varlığa gelmezden önceki günahın onların beden içinde gizlenmeleri sonucunu doğurduğunu ve ruhlar arasındaki niteliksel farklılığın onların bu dünyaya girmezden önceki davranışlarından kaynaklandığını savunan öğretisiyle de ortodoks görüşten ayrılmıştır.

Ona göre, ruhlar bu dünyada irâde özgürlüğüne sahiptirler, fakat onların eylemleri özgür seçimlerinin yanında, Tanrı'nın, ruhların bir beden içine girmezden önceki davranışlarıyla orantılı olan inayetine bağlıdır.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....