Ortega y Gasset, José

1883-1955 yılları arasında yaşamış önde gelen İspanyol sosyal teorisyen, denemeci ve filozof. 

Yaşamı. İspanyol filozof Ortega y Gasset 1883’te Madrid’de doğmuştur. Entelektüel bir ailede yetişen filozof, Madrid Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almıştır. İspanya’nın kötü gidişatından duyduğu rahatsızlıkları dile getirdiği yazarlık deneyimlerinin ardından doktorasını tamamlamıştır. Almanya’ya giderek Leipzig, Berlin ve Marburg’taki üniversitelerde felsefi bilgisini genişleten Ortega büyük bir felsefi birikimle ülkesine geri dönmüştür. Madrid Üniversitesi’nde metafizik kürsüsünde profesör olarak göreve başlamış, kısa sürede popüler hale gelirken bir yandan da gazetecilik yapmış, dergiler çıkartmış ve siyasetle uğraşmıştır. O, niteliksiz ve sıradan kalabalıkların yönetimde söz sahibi olmasını şiddetle eleştirmiş ve seçkin aydınlardan oluşan iktidarın varlığını desteklemiştir. Krallık rejimine karşı cumhuriyetten yana olmuştur. İkinci İspanya Cumhuriyeti ilan edilince aktif siyasetten çekilmiş ve buna müteakip yıllarda iç savaş patlak verince ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. O, birçok Avrupa ve Latin Amerika ülkesinde bulunmuş, çeşitli dersler ve konferanslar vermiştir. İç savaş sona erince ülkesine olan özlemi ve bozulan sağlığı yüzünden Madrid’e gelmiştir. Burada İnsan Bilimlerini İnceleme Merkezi kurarak düşüncelerinin İspanya’da ve Avrupa’da duyulmasını sağlamıştır. Çeşitli çalışmalar yapmak üzere ara sıra değişik ülkelere gitse de ölümüne kadar ülkesinde yaşayan Ortega 1955’te yaşama veda etmiştir.

Eserleri. Âdem Cennette, Don Kişot Üstüne Düşünceler, Omurgasız İspanya, Çağımızın Sorunu, Sanatın İnsanı Dışlaması, Sevgi Üstüne, Kitlelerin İsyanı, Üniversitenin Misyonu, Galileo Üstüne, Sistem Olarak Tarih, Kendini Meşgul Etme ve Değişim, Teknik Üzerine Düşünce, Fikirler ve İnançlar, İnsan ve Herkes.

Öğretisi. Ortega, modern kitle toplumuna yönelik eleştirileriyle, insan ve yaşamı yeniden değerlendirmeleriyle varoluşçu bir eğilim taşımaktadır. Onun bütün çabası insanı ve yaşamı anlamaktır. Düşüncelerini ortaya koyarken öncelikle idealist ve realist felsefelerin ve sonra bu anlayışlara paralel olarak gelişen rasyonalist ve pozitivist yaklaşımların insanı ve yaşamı anlama çabalarını eleştirmiştir. Ona göre bu yaklaşımların yaptığı gibi insanı ve yaşamı genel ilkeler ile açıklamak doğru değildir. İnsanı yaşamdan kopuk, soyut ve sadece akıl varlığı olarak ele almak onu anlamada ve yorumlamada yeterli olamaz. Elbette düşünme insanın en önemli yetisidir; fakat aklı mutlaklaştırmak hatalıdır, insanı yaşamdan uzaklaştırmaktadır. Zaten Batı toplumunun da bir an önce kendisini mutlak aklın biçimlendirmesinden kurtarması gerekmektedir. Özne ve nesne arasındaki kopuşun karşında yer alan Ortega için nesneler özneden bağımsız olamadığı gibi özne de nesnelerden bağımsız değildir. Ben, diğer ben’ler ve şeylerle birlikte vardır. Ayrıca insan değişmeyen ve sabit bir doğaya sahip değildir; dolayısıyla doğa bilimsel yöntemle insanın varlık alanının çeşitliliği ve karmaşıklığı anlaşılamaz.

“Yaşamsal akıl” kavramı Ortega’nın felsefesinin belkemiğini oluşturmaktadır. O, insan yaşamını kökten ve en temel gerçeklik olarak kabul etmekte, mutlak ve soyut olan fiziksel aklın yerine yaşamsal aklın geçirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Temel ve kökten gerçeklik olarak insan yaşamı bütün bilgilerimizin dayanağı ve düşüncelerimizin temelidir.  Tüm diğer gerçeklikler insan yaşamına dayanır ve insan yaşamı ile ilişkili olduğunda anlam ve değer kazanır. Bu yüzden insan, yaşamını diğer gerçekliklere tercih etmelidir. Ortega, temel ve kökten gerçeklik olarak insan yaşamı derken her insanın kendi bireysel yaşamını kastetmektedir. Kesinlikle başkalarının yaşamını kastetmez. Zaten insanın en yakınında bulunanların yaşamı bile olsa, insan için o yaşam salt bir gösteriden öteye geçemez. Mesela biri diş ağrısı çekiyorsa, yüz ifadelerinden bu anlaşılabilir. Fakat hiç kimse onun çektiği acıyı çekemez. Bu nedenle birinin acısı diğeri için kökten gerçeklik değil, ikincil bir gerçekliktir. İnsan yaşamını kökten gerçeklik olarak adlandıran Ortega, insan yaşamı dışındaki gerçekliklerin insan yaşamında var olduğu sürece insan açısından gerçeklik olabileceklerini belirterek tekbencilik’ten (solipsizm) kaçınmaktadır.

Ortega’ya göre yaşayan bir varlık olarak insan yaşadığı çevresiyle bir anlama sahiptir. İnsanın çevresi onun uğraşlar gerçekleştirdiği ve çeşitli ilişkilerle doldurduğu alanıdır. “Ben, benliğimle ortamımın toplamıyım.” diyen Ortega için insan belli bir ortama bağlı yaşamaktadır. İnsan bu ortamında hep bir şeyler yapmak durumunda ve yaşamını yapılandırmak zorundadır. Bu yüzden insanın konumu diğer şeylerden farklıdır. İnsanın bir belirlenmişliği olmadığından sonsuz sayıdaki olasılıktan birini seçerek kendi yaşamının romancısı olmak durumundadır. Dolayısıyla her insan evrene kendi bakış açısından yaklaşmakta ve her yaşam evrene farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Böylece hakikatler çokluğu yaşanmaktadır. Bu nedenle her yaşama şekline göre bir hakikat belirir ve bir hakikatin diğerine üstünlüğü söz konusu değildir.

Ortega, Avrupa’da 19.yüzyılda başlayan ve 20.yüzyılda önemli bir sorun haline gelen kitleleşme sorununa kayıtsız kalmamıştır. Kitle içinde kaybolan bireyi kurtarmak ve ona birey olduğunun bilincini kazandırmak için çabalamıştır. Toplum içinde bireyin sıradanlaşmasını ve niteliksizleşmesini büyük bir sorun olarak görmüştür. Ona göre toplumun geleceği kendisini akıntıya kaptırmış kitle insanının eline terk edilmemelidir. Buna karşı seçkin insan olabilmenin yollarını göstermiştir. O, kültür eğitimiyle yeniden biçimlenmenin mümkün olabileceğini dile getirirken üniversitelerin de bu yönde büyük bir misyon yüklenmesi gerektiğini belirtmiştir.

KAYNAKÇA

Cihan, Mustafa. José Ortega Y Gasset’de İnsan ve Tarih Felsefesi. Konya: Çizgi Kitabevi, 2010.

Ortega Y Gasset, José. Kitlelerin Ayaklanışı. Çeviren Neyyire Gül Işık, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017.

Ortega Y Gasset, José. İnsan ve Herkes. Çeviren Gül Işık, İstanbul: Metis Yayınları, 2019.

Ortega Y Gasset, José. Üniversitenin Misyonu. Çeviren Neyyire Gül Işık, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2021.

Yazar : Zeynep KANTARCI BİNGÖL (Muş Alparslan Üniv.)