Ricoeur, Paul

1913 yılında doğmuş olan ünlü Fransız filozofu.

Temel eserleri: Volontaire et L’Involontaire (İrâdî ve Gayrı İradî Olan], l'Homme Faillible [Güçsüz İnsan], De l'Interprétation: Essai sur Freud (Yoruma Dair: Freud Üzerine Deneme), Finitude et Culpabilité [Sonluluk ve Suçluluk], Le Conflit des Interprétations: Essais d'Herméneutique [Yorumların Çatışması: Hermeneutik Denemeleri].

Ününü, felsefede, çok büyük ölçüde, rasyonellik öncesi işaret ya da simgelerde içerilen anlamı yorumlamaktan oluşan hermeneutik yöntemi özgün bir biçimde geliştirmiş olmaktan alan Ricoeur, rakip teorilerden uyumlu, sağlam ve yetkin bir sentez yaratan bir düşünür olarak tanınır.

Buna göre, hermeneutikten başka. Karl Jaspers ve Gabriel Marcel'in varoluşçuluğu ve Edmund Husserl'in fenomenolojisiyle de uzun yıllar meşgul olan Paul Ricoeur, 'sembol düşünceyi doğurur' derken, hermeneutiğin ilk ve temel öncülünü iyi bir biçimde ifade etmiş, efsane, din, sanat ve ideolojinin sembollerinin felsefî yorum yoluyla açığa çıkarılabilecek mesajlar taşıdığını öne sürmüş ve dolayısıyla da, hermeneutiği, dolaylı anlamı yorumlama, görünüşteki anlamların gerisindeki gizli anlamlan gözler önüne serme yöntemi olarak tanımlamıştır.

Fenomenolojiyi varoluşçu bir doğrultuda geliştiren Sartre ve Merleau-Ponty'nin tersine, Ricoeur fenomenolojiyi hermeneutiğin ayrılmaz bir parçası hâline getirmiştir. Başka bir deyişle, Husserl'in eidetik yönteminden etkilenen Ricoeur, tüm empirik bilgiyi veya deneysel hipotezleri bir kenara atıp, örneğin irâde ya da istemenin kavramsal yapısı üzerinde odaklaşan dikkatli bir kavram analizi yöntemi geliştirmiştir. O tüm yaşamı boyunca, ontolojinin nihaî ve en yüksek sorusu olan Varlığın anlamı sorusu üzerinde durmuştur. Düz değil de, kesikli bir ontolojinin kaçınılmazlığı konusunda ısrarlı olan Ricoeur, Hegel ve Heidegger'in kestirme yolu yerine, hakikate kıyılardan ve dolaylı olarak yönelmeyi, simgelerin, imgelerin, öykü ve ideolojilerin aracılığıyla gitmeyi önermiştir. Ricoeur'ün hermeneutik dönüş adını verdiği, anlamı bu şekilde dolaylı olarak sorgulama tarzı, insan anlayışının sonlu doğasından kaynaklanan kaçınılmaz bir durumdur.

Her tür anlamın son ve en yüksek kaynağının insan varlığı, özne olduğunu savunan varoluşçuların tam tersine, Ricoeur, yine, anlamın her zaman kültürel, toplumsal ve dilsel simgeler aracılığıyla aktarıldığını iddia etmiştir. Fakat o, bu noktada, yapısalcılardan da ayrılarak, dünya, ben ve tarih gibi fenomenolojik düşünlerin önemi üzerinde ısrarlı olmuştur.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....