Saussure, Ferdinand de
İsviçreli dilbilimci, göstergebilimci, filozof (1857-1913).
Yaşamı ve Yapıtı. İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure, 26 Kasım 1857’de Cenevre’de aristokrat köklere sahip bir ailede doğar. Fizik ve kimya tahsili gördükten sonra Leipzig Üniversitesi’nde karşılaştırmalı dilbilgisi eğitimi alır. Yüksek lisans tezi Mémoire sur le système primitif des voyelles dans les langues indo-européennes (Hint-Avrupa Dillerinde Asli Ünlü Sistemi) 1879’da, doktora tezi De l’emploi du génitif absolu en Sanskrit (Sanskritçede Mutlak Genitif Halinin Kullanımı) 1880’de yayımlanır. 1881-1891 yılları arasında Paris’te Karşılaştırmalı Dilbilgisi dersleri verir. 1891’den 1907’ye kadar Cenevre Üniversitesi bünyesinde Hint-Avrupa Dilleri Tarihi ve Karşılaştırılması alanında profesör olarak çalışır. Tanınmasını sağlayan genel dilbilim derslerini 1907 ile 1911 arasında verir. 1911’de hastalandığı için derslere devam edemez, hastalığı sonucunda 1913 Şubat’ında vefat eder. Dersleri 1916’da karısının girişimleri ve asistanları Charles Bally ve Albert Sechehaye’nin öğrenci notlarını bir araya getirmesiyle Genel Dilbilim Dersleri (GDD - Cours de linguistique générale) adıyla yayımlanır. Cermen efsanelerine, anagram araştırmalarına ve Hint felsefesine dair defterleri ölümünden yıllar sonra keşfedilir. Bu keşifler arasında Genel Dilbilim Yazıları (GDY - Écrits de linguistique générale) adı altında 2002’de toplanan ve tamamlamaya ömrünün vefa etmediği “Dilin İkili Özü” metninin notları dahil genel dilbilime ilişkin metinler de bulunmaktadır.
Felsefesi. Saussure’e göre dil bir göstergeler sistemidir; gösterge ise ikili bir yapıdan, gösteren ve gösterilenden meydana gelir. Geleneksel felsefenin dili, ad ile nesnenin buluşmasının bir sonucu oluşan “adlar dizini” olarak tanımlanmasına karşın Saussure, dilsel göstergenin gösteren yani “işitim imgesi” ile gösterilen yani “kavram”ın nedensiz ve rastlantısal/keyfî bir araya gelişi olduğunu düşünür. Dolayısıyla seslerin zihnimizdeki tasarımları olan işitim imgeleri, birer bilinç olgusu olan kavramlara çağrışım yoluyla bağlanır. Ayrıca Saussure dilsel göstergeyi diğer göstergelerden (görsel, matematiksel vb. göstergeler olabilir bunlar) ayırmak için gösterenin “çizgisellik” özelliğini, yani bir zaman içinde yayılmış olmasını öne çıkarır. Göstergenin bir diğer özelliği ise “zorunlu seçim” olmasıdır: Bir yanıyla gösterge, nedensiz bir anlaşmadan doğar (değişebilirdir), öte yandan bizden öncekilerin kullanımıyla sabitlendiği için mevcut seçim bir ölçüde zorunludur (değişmezdir). Saussure’e göre göstergeleri anlamlı kılan şey, onların dil sistemi içinde sahip oldukları “değer”dir. Göstergenin değeri ne tözsel ne verilidir; dildeki farklılaşma ve negatiflik sayesinde ortaya çıkar. Bu yüzden Saussure için anlam, farklı değer(ler) demektir.
Saussure için “dilyetisi” (langage) insan iletişimini mümkün kılan oldukça karmaşık bir birlik ifade eder, “dil” (langue) ise onun en önemli bölümüdür. Bu bakımdan dil, hem dilyetisinin toplumsal ürünü hem de bireylerin dilyetisini kullanmasını sağlayan uzlaşımlar bütünüdür. Dilyetisinin diğer parçası olan “söz” (parole) ise hem dile aracılık eder hem de dili üretir. Söz bireysel iken, dil bireyin dışındaki toplumsal veçhedir. Saussure’ün önemli ayrımlarından olan dil ile söz ayrımı, dilbilim incelemelerinin metodolojisi problemine de işaret eder. Saussure dilbilimin hem “eşzamanlılık” hem “artzamanlılık” ekseninde çalışması gerektiğini söyler: Eşzamanlı dilbilim toplumsal bilincin bir arada bir sistem teşkil eden bağıntılarıyla, toplumsal bilincin onları gördüğü şekliyle dili incelerken, artzamanlı dilbilim bu bilincin göremediği ve bir sistem oluşturmadan birbirinin yerine geçen ardışık öğelerin bağıntılarını inceler. Saussure bunların ilkini statik dilbilim, öbürünü tarihsel veya evrimsel dilbilim olarak da adlandırır. Yanı sıra Saussure bir bilim olarak dilbilimi göstergebilimin altına, göstergebilimi ise psikolojinin (bugünkü anlamıyla bilişsel bilimlerin) altına yerleştirir.
Etkisi. Öncelikle Saussure’ün dilbilim ve göstergebilimi, öğrencilerinin müdahale edilmiş ders notlarıyla dolaşıma girmiş, bu dilbilimin etkileri ve ona gelen eleştiriler çoğunlukla GDD’yi esas almıştır. İkinci olarak, Saussure adı 20. yüzyıl boyunca sosyal ve beşeri bilimlerde etkili olan yapısalcılıkla neredeyse özdeşleşmiş, Saussure eleştirileri ile yapısalcılığa yönelik eleştirileri birbirinden ayırmak güçleşmiştir. Son olarak, GDY’nin yayımlanması Saussure’ü felsefi biçimde okumayı teklif eden yeni-Saussurecülüğün önünü açmıştır.
GDD’nin 1916’da yayımlanması ilk büyük yankısını 1920’lerde edebiyat eleştirisinde bilimsellik arayışında olan Rus biçimcilerinde bulmuştur. 1928’de Uluslararası Dilbilimciler Kongresi’nde Rus biçimcilerinden Roman Jakobson’un yapısalcı programı sunması yapısalcı dilbilimin Prag’ın ardından Kopenhag’da Viggo Brøndal ile Louis Hjelmslev’in girişimleriyle ve Paris’te Saussure’ün öğrencisi Antoine Meillet’nin öğrencileri Emile Benveniste ve André Martinet’nin girişimleriyle gelişmesini mümkün kılar. 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Amerikan yapısalcılığında Leonard Bloomfield’ın Saussure eleştirisi öne çıkar. Jakobson’un ABD’ye yerleşip Claude Lévi-Strauss’un ders verdiği New York’ta bulunması yapısalcılığın ve Saussure etkisinin serpilmesinin önünü açar. Fransa’da ise bir yandan Cahiers Ferdinand de Saussure dergisiyle birlikte Saussurecü dilbilim gelişirken, öte yandan Maurice Merleau-Ponty’nin 1946-47’de Saussure’ün gösterge kuramını ele alan dersleri ve Lévi-Strauss’un Fransa’ya dönüşüyle yapısalcılık güç kazanır. Roland Barthes, Jacques Lacan, Jacques Derrida ve Jean-Claude Milner 20. yüzyıldaki diğer önemli Saussure yorumcuları arasında sayılabilir. Saussure’ün Amerika’da baştan beri var olan eleştirmenleri ve Derrida’nın yapıbozumunu “post-yapısalcılık” olarak yorumlayan akademisyenler, bunu sadece yapısalcılığın değil Saussure’ün de aşıldığını ilan etmek için kullanmışlardır. Oysa 21. yüzyılda GDD’nin GDY’yle birlikte okunması yeni-Saussurecülüğün gelişmesine yol açmış ve tıpkı Saussure’ün amaçladığı gibi bir dilbilim felsefesinden bahsetmeyi yeniden mümkün hale getirmiştir.
KAYNAKÇA
Depecker, Loïc. Comprendre Saussure. Paris: Armand Colin, 2009.
Joseph, John E. Saussure. Oxford: Oxford University Press, 2012.
Kılıç, Savaş. “Saussure Dilbilimi: Kaynakları ve Yöntem Sorunu”, Dilbilim Araştırmaları, (2004): 139-151.
Kılıç, Savaş. “Saussure’ü Niçin Yeniden Okumalı?”. Genel Dilbilim Yazıları içinde, 5-20. Hazırlayan Simon Bouquet. Çeviren Savaş Kılıç. İstanbul: İthaki, 2012.
Kılıç, Savaş. “Saussure ve Göstergenin (Yeniden) Kuramlaştırılması”, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, 30 Kasım 2017, https://www.youtube.com/watch?v=DbOK0aVYDtg&t=2734s
Normand, Claudine. Saussure. Paris: Les Belles Lettres, 2004.
Sanders, Carol. (Ed.). The Cambridge Companion to Saussure. Cambridge: Cambridge University Press, 2004.
Saussure, Ferdinand de. Genel Dilbilim Dersleri. Çeviren Berke Vardar. İstanbul: Multilingual, 2001.
Saussure, Ferdinand de. Genel Dilbilim Yazıları. Hazırlayan Simon Bouquet ve Rudolf Engler. Çeviren Savaş Kılıç. İstanbul: İthaki, 2012.
Yücel, Tahsin. Yapısalcılık. İstanbul: Can, 2015.
Yazar : M. Taha TUNÇ (Hacettepe Üniversitesi)