tanım

[Alm. Definition] [Fr. définition] [İng. definition] [Lat. definitio] [Yun. horos, horismos] [es. t. tarif]

Bir kavramın ya da bir nesnenin sınırlanması, belirlenmesi; kavramın içeriğini kuran belirtilerin gösterilmesi; bir kavramın ya da bir sözcüğün anlamının belirtilmesi. Tanım türlerinden en önemlileri şunlardır:

1- Sözcük tanımı (verbal tanım):
a. Sözcüğün anlamını dildeki anlamına geri giderek belirtme. (Ör. demokrasi: halk egemenliği.)
b. Bir sözcüğün anlamını bilinen başka bir sözcükle belirtme. (Ör. müselles: üçgen)

2– Ad tanımı (nominal tanım): Yanlış anlaşılmalara yol açmamak için tanımlanacak olanı belli bir sözcüğe ya da sözcüklere bağlanarak saptama. (Uzlaşımsaldır, yasalar yazılırken ve felsefede gereklidir.)

3– Kavram tanımı (Aristoteles’te): Bir kavramın da ha yüksek yakın cinsi (genus proximum) ile onu bu cinsten ayırt eden tür ayırımını (differentia specifica) belirtme.

4– Nesne tanımı (real tanım): (nesnenin açıklanması) Aristoteles’in kavram tanımı ile örtüşür. Bir nesneyi yalnız başkalarından ayırmakla kalmayıp, anlamın iç ve özlü ayrımlarını ortaya çıkarmayı amaçlar. Nesne tanımı, kısa olmalı, gereksiz belirlenimlerden kaçınmalı; tam olmalı, zorunlu olan bütün belirtileri vermelidir.

5– Bağlamsal tanım: Modern mantıkta: Önermenin tam olmayan bir dil-simgesi olarak anlaşılan kurucu parçalarının tanımlanması. // Kendi başına bir anlamı olmayan, tam tersine ancak kuşatıcı bir bağlam (contexte) içerisinde bir anlamı olan, tam olmayan bir dil-simgesi olarak anlaşılan, bütün önermenin kurucu parçaları olan anlatıların, deyimlerin tanımlanması. Belirgin bir örnek: doğruluk çizelgeleri aracılığı ile yapılan mantıksal bağlantı göstergelerinin (“ve”, “veya”, vb.) anlambilimsel tanımlarıdır.

Yazar : Yazılıyor...Ömer Osman SARI (Kırklareli Üniversitesi)