Weil, Simone

1909-1943 yılları arasında yaşamış olan Fransız kadın düşünür.

Tüm düşüncesi iki konu, iki ana tema üzerinde yoğunlaşmış olan Weil, modern toplumla bu toplum modelinin temel ideolojilerini sıkı bir eleştiri süzgecinden geçirmiştir. O bu konuda bir ayırım gözetmemiş, modernliğin hem totaliter ve hem de liberal boyutlarını aynı sertlikle sorgulamıştır.

O komünist ideolojide önemli bir yer tutan yan mistik üretici emek efsanesini reddetmiş ve devrim idealine, salt, onun kitleler için geleneksel inana ikame eden modern afyon olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştır. Weil, kapitalist üretim tarzı ve tüketim kültürünün insansızlaştırıcı ve insan ruhunu tahrip edici etkisine de karşı çıkmakta tereddüt etmemiştir. Ona göre, devletle diğer bürokratik yapıların giderek artan gücü İnsanî değerler için ciddî bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır. Bu durum, Simone Weil’in gözünde, teknolojinin gelişimiyle daha belirgin bir mahiyet almıştır: Teknik ilerleme iflas etti, çünkü o yığınlara refahla birlikte, fizikî ve ahlâkî sefalet getirmiştir/ Başka bir deyişle, modern uygarlık, özündeki rekabet ve çatışmadan dolayı, insanın düzen, özgürlük, güvenlik, hakikat, eşitlik gibi temel ihtiyaçlarını asla karşılayamaz.

Söz konusu sosyo-politik düşüncelere ek olarak, Weil, özellikle Yeni-Platoncu, Hristiyan ve Musevî mistik geleneklerinden etkilenen dinî düşüncelerinde olumsuz bir teolojinin savunuculuğunu yapmış, yıkıcılığı ve çileciliği yüceltmiştir. Ona göre, bu dünyada Tanrı yoktur, mümkün tek kurtuluş yolu yok olmaktır. Tıpkı Budistler gibi yok olmayı, arzudan kurtulmayı, mutlak bir iç boşluğunu amaçlayan Weil, dünyanın Tanrı tarafından değil, fakat kötülük tarafından yönetildiğini söyler. İyilik bu dünyada gerçekleştirilebilir bir şey olmadığından, insan kötüye ve kötülüğe tahammül etmeyi ve acıyı sevmeyi öğrenmek zorundadır.

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....