yapıbozum

[Tr. Alt. yapısöküm, dekonstrüksiyon] [Alm. dekonstruktion] [Fr. déconstruction] [İng. deconstruction]

Fransız filozof Jacques Derrida tarafından türetilmiş kavramdır.

Derrida, bu kavramı edebi, felsefi ve de siyasal kurumsallaşmayı eleştirmenin bir yolu olarak kullanmıştır. Heidegger felsefesinde geçen Almanca “destruktion” (yıkım) kelimesinden türetilen yapıbozum kavramı, Heidegger’in “destruktion”undan herhangi bir nihai hedefi olmamasıyla ayrılır. Yapıbozum, mutlak tanım ve kavram içeren her şeye yönelik bir tutumdur. Yapıbozum, yıkmak (deconstruction) ve kurmak veya inşa etmek (construction) şeklinde iki bağlama sahiptir. Felsefe ve edebiyat metinlerinin veya kavramlarının “kurucu parçalama mantığı” ile yeniden yorumlanmasında kullanılmıştır. Derrida’da dilin sürekli fark üretmesi, anlamın ertelenen bir ize indirgenmesi ve metinde mutlak bir anlamın olmaması nedeniyle yapıbozum da sürekli devam etmektedir.

Derrida’nın yazılarında yapıbozumun pek çok tanımı olduğu görülmektedir. Örneğin Positions’da [Pozisyonlar], yapıbozum iki aşamada tanımlanmıştır: İlk aşamada karşıt kavramların birini diğerine üstün tutan, hiyerarşik bir sistem olan Platonculuğun ve onun dayandığı logosantrik (sözmerkezci) mantığın yıkıcı eleştirisidir. İkinci aşamada ise bu düşünce sisteminin ortaya koyduğu karşıtlıkların ötesine geçilerek Platonculuğun tersine çevrilmesidir. Örneğin, görünüş ve gerçeklik arasındaki Platoncu ayrım yapıbozuma uğratıldığında gerçeklik ve görünüşün “karar verilemez” (undecidable) farklar olduğu anlaşılır.

Yapıbozum, Derrida’nın De la Grammatologie, (İng. Of Grammatology; Tr. Gramatoloji) kitabında, Varlığın (logos) metafiziksel anlamının egemenliği şeklinde kendini göstermesine karşı bir itiraz olarak kullanılmıştır. Bu doğrultuda logosun dilbilimsel kökenini soruşturan “gramatoloji” projesinin bir parçasıdır. Derrida, bu projede yapıbozuma Batı felsefesine içkin ikili karşıtlıkların kökenini keşfetme ve bunların yalnızca metafiziksel düşüncenin ürünü olduğunu gösterme işlevi yüklemektedir. Örneğin; doğa-kültür, söz-yazı, zihin-beden, varlık-yokluk, literal (gerçek anlam)-metafor karşıtlıkları, Batı felsefesi geleneğini derinden etkilemiş temel ayrımlardır. Bu hiyerarşik ayrımlar yapıbozuma uğratıldığında mutlak anlamın dışında kalan diğer bağlamları açığa çıkarma ve bu şekilde felsefe tarihini yeniden okuma imkânı doğmaktadır.

Bunun yanı sıra “ötekilik” kavramı ile ilişkilendirilen yapıbozum yalnızca metindeki farklı anlamlara yönelik değildir. Yapıbozum, evrensel kabul edilen kültürlerdeki farklı kimliklere de odaklanmaktadır. Dilin sürekli farklılık ve öteki ile ilişki kurması, Varlığın dışında kalan metaforları açığa çıkarmak ve Varlığın öteki/yan anlamlarını ifşa etmek açısından önemlidir.

Yapıbozumu anlamak için Derrida’nın différance kavramına da başvurmak gerekir. Fransızca “differer” fiilinden türeyen bu kelime “farklı olmak” ve “ertelemek” anlamlarını taşımaktadır. Différence sözcüğü “başkalık”, “ayrım” anlamlarını taşırken, Derrida’nın “é” yerine “a” sesini kullanmasıyla oluşan différance ise “erteleme” ve “fark” anlamlarını bir arada tutar.  Derrida, kavramdaki “a” harfinden söz ederken farkın seste değil, yazıda anlaşıldığını belirterek konuşmadaki sessizliğe ve anlamın metaforik yönüne dikkat çekmiştir.

Yapıbozumu anlamak için başvurulması gereken başka bir Derridacı kavram da logosantrizm (sözmerkezcilik)’dir. Bununla geleneksel Batı metafiziğini hedef alan Derrida, sözün yazı karşısındaki üstünlüğünü, dolayısıyla Varlığın mutlak anlam formuyla yüceltilmesini kastetmiştir. Derrida’ya göre söz yerine yazı üzerinde düşünüldüğünde, anlamın Batı metafiziği tarihiyle bağlantılı olduğu ve böylesi tarihsel bir belirlenimde sözün yazı karşısında herhangi bir ayrıcalığının bulunmadığı görülecektir. Buna göre anlamın kökeni yalnızca izdir, bu da demek oluyor ki anlamın mutlak kökeni yoktur; iz denilen şey yalnızca farklılık ve ertelemedir (différance). Bu onun meşhur, “metnin dışında hiçbir şey yoktur” (Il n'y a pas de hors-texte) sözünün bir açıklamasıdır. Derrida bu sözüyle anlamı metne indirgediğini beyan etmiştir. Her şey metinde olup bitmektedir. Derrida için metin yaşamı da kapsayan geniş bir bağlama sahiptir, hatta yaşamın kendisidir. Yapıbozum aracılığıyla metinlerin üretim koşullarına, geniş bağlamlarına, içinde doğdukları tarihsel koşullara ve dilin gelenekselleşmiş kullanımlarına bakarak aslında yaşama ve düşüncenin geliştiği kültürel ortama da ışık tutulmaktadır. Bu şekilde yaşam hakkında felsefe yapmanın da önü açılmıştır.

Derrida katıldığı pek çok bilimsel toplantı ve konferansta yapıbozumu, çelişkilerin, ayrımların, aşkınsallığın ve tahakkümün ters yüz edilmesi olarak açıklamıştır. Yapıbozumun hakikati keşfetme yolu olmadığını, aksine dilsel bir sürece karşılık geldiğini belirten Derrida, Letter to a Japanese Friend (Japon Dosta Mektup) yazısında yapıbozumun bir yöntem, ilke ya da şüphe aracı olmadığını, herhangi bir hipotez ya da argümanı gerekçelendirmek için kullanılamayacağını vurgulamıştır.

Günümüzde de popülerliğini koruyan yapıbozum; felsefenin dışında özellikle 1970’lerde edebiyat eleştirilerine, 1980’lerden itibaren de sosyal bilimlerin çeşitli alanlarına uyarlanmıştır. Derrida’nın, yapıbozum kavramını metafiziğin yanı sıra hukukun, adaletin, ahlâkın ve politikanın temelini sarsacak şekilde genişletmesi bu kavramı radikal şüphecilik ve nihilizm suçlamalarına maruz bırakmaktadır.

KAYNAKLAR

Derrida, Jacques. Gramatoloji. Çeviren İsmet Birkan, Ankara: BilgeSu Yayınları, 2014.

Wood, David & Bernasconi, Robert. Derrida and Differance. Editör David Wood &Robert Bernasconi, Evanston: Northwestern University Press, 1988.

Derrida Jacques. Positions, Çeviren Alan Bass, Chicago: University of Chicago Press, 1987.

Holland, Nancy J. “Deconstruction” Internet Encyclopedia of Philosophy https://iep.utm.edu/deconstruction/ Çevrimiçi 19 Temmuz 2023.

Leonard, Lawlor. "Jacques Derrida", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2023 Edition), Editör Edward N. Zalta & Uri Nodelman. https://plato.stanford.edu/cgi-bin/encyclopedia/archinfo.cgi?entry=derrida. Çevrimiçi 19 Temmuz 2023.

Yazar : Cemre UĞURAL YAMUÇ