yargı

[

[Alm. Urteil] [Fr. jugement] [İng. judgement] [Yun. apophasis] [Lat. iudicium] [es. t. hüküm]

Bir şeyin ya da iki şey arasındaki bağıntının gerçekliğini evetleyen ya da değilleyen düşünsel edim; dilde anlatımı — önermedir. Temel formülü: S P dir.

Yargının yapısı: Yargıda (önermede)

a. kendisi için bir şey söylenen = konu (subjectum).
b. bu konu üzerine söylenen = yüklem (praedikatum), bu konu ile yüklemi birbirine bağlayan = koşaç (copula) vardır.

Yargı biçimleri (Aristoteles’ten gelen gelenekle, Ortaçağda ve sonra yeniden Kant’ta) dört öbekte toplanır:

a. Niceliğine göre: Tümel, tikel, tekil yargılar,
b. Niteliğine göre: Evetleyici ya da olumlu yargılar, değilleyici ya da olumsuz yargılar, sınırlayıcı yargılar,
c. Bağıntılarına göre: Koşulsuz (kategorik), koşullu (hipotetik), ayrıklı (disjunktif) yargılar;
d. Kipliğine göre: sorunsal (problematik) yargılar, gerçeklik yargıları ya da yalın yargılar (assertorik), zorunlu (apodiktik) yargılar.

Kant yargıları bir de çözümleyici ve bireşimsel olarak ayırmıştır:

a. Çözümleyici (analitik) ya da açıklayıcı yargılar: yüklemi konuda zaten verilmiş olan yargılar. (Ör. “Bütün cisimler yer kaplar.”)
b. Bireşimli (sentetik) ya da genişletici yargılar: konuya konuda düşünülmemiş olan başka bir yüklem veren, konunun dışına çıkıp onu başka kavramlarla birleştiren, aralarında bağ kuran yargılar. (Ör. “Cisimler ağırdır.”)

Yazar : YAZARINI BEKLEYEN MADDE....