[Lat. Anselmus Cantuariensis] [Alm. Anselm von Canterbury; Heiliger Anselm] [Fr. Anselme de Cantorbéry; Saint Anselme ] [İng. Anselm of Canterbury; Saint Anselm ] (1033-1109) Batı Ortaçağ Hıristiyan felsefesinin kendine özgü düşünme biçimini eserleri aracılığıyla en iyi şekilde görebildiğimiz teol
Özlem ÜNLÜ (Selçuk Üniversitesi)
[Alm. Enzyklopädie] [Fr. encylopédie] [ing. encyclopedia] [Yun. enkyklos = daire çevresinde; paedeia = eğitim] [es. t. kamus]: 1- (Kök anlamında) Her özgür, genç eski Yunanlının geçirmek zorunda olduğu eğitimin tümü. 2- Bütün bilimlerin ya da bir bilim dalının verilerini dizgesel ya da abecesel ola
YAZARINI BEKLEYEN MADDE....
Eski Yunan ve ardından gelen Roma felsefesine mal edilen ve yaklaşık olarak M.Ö. 500 ve M.S. 500 yılları arasındaki felsefi faaliyetlerin gerçekleştiği döneme verilen isimlendirme
Erman KAR (Çankırı Karatekin Üniversitesi)
[Tr. Alt. çatışkı] [Alm. Antinomie] [Fr. antinomie] [İng. antinomy] [Yun. antinomia] [es. t. tesavi-i nakizeyn]
Ebru PEHLİVAN (Dr.)
M. Ö. 1. yüzyılda yaşamış olan Yeni Akademili düşünür.
YAZARINI BEKLEYEN MADDE....
Milattan önce 444 ve 365 yılları arasında yaşadığı varsayılan Kinik okulu kurucusu Yunanlı düşünür.
Melek AYGÜL (Karamanoğlu Mehmetbey Üni.)
[Alm. Anthropologie] [Fr. anthropologie] [ing. anthropology] [Yun. anthropos = insan, logos = bilim] [es. t. beşeriyat]
YAZARINI BEKLEYEN MADDE....
[Tr. İnsanbiçimcilik ] [Yun. Ανθρωπομορφισμός, Anthropomorfismós ] [ Alm. Anthropomorphismus ] [Fr. Anthropomorphisme ] [İng. Anthropomorphism ] Eski Yunanca’da insan anlamına gelen ánthrōpos (ἄνθρωπος) kelimesi ile biçim, şekil anlamına gelen morphē (μορφή) kelimesinden türetilmiş kavram.
Gaye ÇANKAYA ESEN (Galatasaray Üniversitesi)
[Tr. Alt. İnsanmerkezcilik] [İng. anthropocentrism ] [Fr. anthropocentrisme ] [Alm. Anthropozentrismus ] Antik Yunancada “insan” anlamına gelen ánthrōpos (ἄνθρωπος) ile “merkez” anlamına gelen kéntron (κέντρον) sözcüklerinden türetilmiş terim.
Eylem CANASLAN (Kırklareli Üniversitesi)
[Alm. Evidenz] [Fr. évidence] [Ing. evidence] [Lat. evidentia; videre - görmek, evidens = açıkça görünen, göze görünen, açıkça kavranan] [es. t. bedahet]: 1- (Genel olarak) Bir şeyin, hiç bir kuşkuya yer bırakmaksızın, aydınlık bir biçimde görünmesi; bilinçte yaşanan ve kesinliğe vardıran dolaysız k
YAZARINI BEKLEYEN MADDE....